İLGİ

1.5K 133 10
                                    

   Korkularımız genel olarak fiziksel görünse de insanın canını en çok sevdiklerinin acı çekmesi yakıyormuş. Tecrübe ile tespit ettiğim bu durum şu an nefes almamı engelliyordu.  Şivan denilen şerefsizden Akın'ın yeri ile birlikte şehit olan Yüzbaşı Zafer'inde yerini öğrenmiştim. Aras binbaşı merkeze haber verdikten sonra öğrendiğimiz koordinatlara doğru destek birliklerle harekete geçmişti. Gelmemem için ne kadar uğraşsa da onu dinlememiş araçlardan birine kendimi bırakmıştım. Az önce Şivan'ın varlığında bıraktığım izlerin kanını taşıyan üniformam bile umurumda değildi. İçimde Akın'ın iyi olması için dualar dolaşırken yol bitmek bilmiyordu. Bu arada kulağıma Aras binbaşının sesi doldu.

" Merkez burası Avcı 1. Vereceğim koordinatlara acil hasta nakil helikopteri istiyorum. "

" Avcı 1 bölge güvenli mi?"

" Merkez helikopter gelene kadar güvenli hale gelmezse bilgi veririm. İnişi ertelersiniz."

" Anlaşıldı Avcı 1"

  Aras komutanın konuşması bittiğinde belirtilen mevkiyi görecek yakınlığa ulaşmıştık. Hızla araçlardan indiğimizde Aras binbaşı emirlerini yağdırmaya başladı.

" İlk gurup Salih, Mehmet ve Gökhan arka tarafı alın; Çavuş , Fikret, Yavuz siz benle ön tarafta konumlanıyorsunuz. İlk guruptan onay aldığımızda girişi temizleyip giriyoruz."

  Aras binbaşıdan talimatları alır almaz harekete geçtik. Pozisyonumuzu aldıktan yarım saat sonra işaret geldiğinde hızlı adımlarla atış menziline girip girişteki iki adamı indirdik. Bu benim için son noktaydı hızla içeri girerken arkamdan bağıran komutanımı bile duymuyordum. Cesetlerin yanından geçip hızla kapıyı açtım. Çok geniş bir alan değildi. İçeride bizim askerleri gördüğümde askerlerden birinin başka bir kapıyı açmak üzere olduğunu gördüm. Ondan hızlı davranıp kapıyı açtığımda kollarından tavana asılmış askerlerimizi görmem bir oldu. Sadece Akın yere kelepçelenmişti. Büyük ihtimalle tek tek işkence ediyorlardı. Hızla yanına varıp yüzünü avuçlarımın içine aldığımda sıcaklığını hissetmek gözlerimde donup kalan yaşımın akmasına neden oldu.

" Geldim, buradayım."

 Sesimi duyan Akın yavaşça gözlerini aralayıp dağılmış yüzüne rağmen hafifçe gülümsedi.

" Geldin..... bili.. biliyordum."

 Titrek çıkan sesi içimi acıtırken vücudunu kontrol ettim. Karnında bir bıçak yarası, yüzünde aldığı darbeleri yani kurumaya başlayan kanı vardı. Askerlerden biri yanıma geldiğinde:

" Çavuş anahtar." dedi. Verdiği anahtar ile kelepçesini açarken keskin bir inleme bıraktı odaya. Canım ondan çok acıyordu. Dikkatle kelepçeyi açık kolunu serbest bıraktığımda bedeni kollarıma düştü. Tane tane dökülen yaşlarımın arasında çığlıklarım odayı doldurdu.

" Nerede kaldi bu helikopter?"

 Kollarımın arasında incinmesinden korkarcasına tuttuğum bedenin nefes alış verişi yavaşlarken omzumda hissettiğim güçlü baskı ile geriledim. Hızla gelen sağlık ekibi dikkatle Akın'ı sedyeye yerleştirdiğinde öne atılmak için yaptığım hamle durduruldu. Kimdi dönüp bakmadım zira dünya durmuş geriye sadece sevdiğimin bedeninin hareketi kalmıştı. Sedyeye bağlanan Akın'ı ekip kaldırıp helikoptere taşımaya başladığında hızla ayaklanıp peşlerine takıldım. Sağlık ekibi beni durdurmak için hamle yaptığında Aras binbaşının gür sesi imdadıma yetişti.

" Çavuş binbaşıya refakat edecek."

 Kapılar açıldı ve ben sevdiğim adamın yanına hastaneye giden helikopterde korkularımla yerleştim. Hiç bir gün ya da hiç bir yol bu kadar uzun gelmemişti bana.

LAZ ÇAVUŞ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin