BİNBAŞI AKIN
Bir hafta bir haftadır aklımı ve kalbimi zorlaya bir laz ile geçmişken bu gün izni sonlanmış göreve gitmeye hazırlanan arkadaşım Aras ile eğitim alanına bakan ağaçlıkta askerleri gözlüyorduk. Aras bu zamanı iyi kullanmış olarak üsse dönmüş kimse fark etmese de yüzünde sakin ve mutlu bir ifade vardı. Aras'ın Emin albaya duygularını bildiğim için onun yanında olup yaralarını sarmanın ona ne kadar iyi geldiğini anlayabiliyordum. Albay Aras'ı itmekten vazgeçip yanında durmasına izin vererek onu bu dünyadaki en mutlu adam yapmıştı. Düşüncelerimden Aras'ın sesi ile sıyrıldım.
" Eee Akın senin cephede durumlar ne? Hala çavuş ile kovalamaca mı oynuyorsunuz?"
" Aras kafamı ütüleme zaten yeteri kadar doluyum."
Herkese nasip olmayan kıkırtısı ile bana bakan Aras gülüşünü genişleterek:
" Oğlum eğer kalbin gerçekten çavuş için atıyorsa elini çabuk tut talibi bol bizim lazın." dediğinde dişlerimi sıktım. Haklıydı, lazın kuyruğunda başta Mehmet denen çaylak olmak üzere çok kişi vardı. Mehmet başı çekerken Sezin , Aslı ve Sıla bu bir haftada tepesinden ayrılmamışlardı. Görüntüsünün aksine kibar ve sakin yapısı insanları kendine ışığın pervaneleri çektiği gibi çekiyordu. Bu durum karşısında benim yapabildiğim tek şey ise bulduğum kısacık anlarda lazın kafasını karıştırıp beni fark etmesini sağlayacak küçük eylemler oluyordu. Ama laz ya aptal olduğu için bu hareketlerimi anlamıyor ya da verdiğim mesajı anladığı halde benden kaçıyordu. İşin garip tarafı ben laza karşı hissettiklerimin ne olduğunu sorgulamaya başlamıştım bile. Erkeklere karşı ilgimi fark ettiğimde askeri okuldaydım. O kadar erkeğin arasında hormonlarımın beni zorladığı bir dönemde yine benim gibi eşcinsel olan bir öğrencinin yaşadıklarına şahit olup erkenden kendimi dizginlemeyi ve hareketlerime dikkat etmeyi öğrenmiştim. Atandığım zamandan şu ana kadar ki ilişkilerim her zaman kısa süreli olurken ilk defa Ümit ile ciddi bir ilişki düşünmüş olsam da onun bunu istemeyerek kaçması bu düşüncelerimi tekrar rafa kaldırmama neden olmuştu. Ama gel gör ki kaderin cilvesi ilişkilere nokta koymayı planladığım bir zamanda kafamı da kalbimi de allak bullak eden bir laz ile kala kalmıştım. Laz maskulen yapısına tezat küçük bir çocuk gibi olan karakteri ile beni kendine çekerken şu kısacık zamanda bu adamı hayatımda istediğimi fark etmem benim için öngörülemezdi.
Yakınlaştığımızda kızaran yanakları, utandığında eğdiği başı ve nereye bakacağını şaşıran toprak rengi gözleri ile bir laz rüzgarına kapılmam düşündüğümden kısa sürmüştü. Ama bu zaman dilimi içinde öğrendiğim bir diğer gerçek ise lazın hiç kız arkadaşı ya da ciddi bir ilişkisi olmadığıydı. Açıkçası daha önce bir erkeğe karşı bir şeyler hissetmediğine bahse bile girebilirdim. Hal böyle olunca benim işimde fazlası ile zor oluyordu. Kolumu dürten Aras ile başımı kaldırıp gösterdiği tarafa baktım. Laz yanında Mehmet dene er ile revire doğru yürüyordu. İçimde volkanlar patlarken Mehmet denen kıl kuyruğun gülen suratını duvarlara sürtüp laza bakan gözlerini oyma isteği ile dolup taşıyordum.
" Gözlerinle öldürdün ufacık askeri sakinleş . Çavuş revire gidiyor , bu gün kontrolü vardı. Ve Akın eğer öncekiler gibi gelip geçici bir heves ise uzak dur çavuştan . İyi biri o ve kalın görünen duvarları sadece göstermelik. Yazık olur zavallıya ."
Başımı Aras'a döndürdüğümde yüzümdeki ifade netti.
" Laz , o benim için geçici bir heves değil Aras . Öyle olsa çoktan vazgeçerdim, endişelenme. Hadi eyvallah."
Aras'ın yanından kalkıp revire doğru ilerlerken gözüm Enver'in soruşturmadan yırtan takımına ilişti. Sefa denen itin arkası sağlam çıkmış hafif bir ceza ile burada kalmayı başarmıştı. Bu sırada benim onlara baktığımı fark eden Sefa cilveli olduğunu düşündüğü bir tebessümle bana baş selamı verdiğinde bir ya sabır çekip yoluma devam ettim. Bu herifle daha çok işimiz vardı anlaşılan. Sefa denen kibir çuvalının arkasındakini öğrenmem gerektiğini bir kenara not edip revire doğru adımlarımı hızlandırdım. Revirin kapısına vardığımda gördüğüm manzara ile şakaklarımdaki o tek damar sertçe atmaya başladı. Laz revirdeki yataklardan birinde oturmuş başı önde dururken Sıla da yanında burnunun dibine kadar sokulup gülüyordu. Bu manzara beni deliye döndürürken kapıdan içeri adımımı atıp gür bir sesle konuştuğumda hepsinin bakışları bana döndü.
![](https://img.wattpad.com/cover/323132622-288-k123400.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAZ ÇAVUŞ (TAMAMLANDI)
Teen FictionKaradenizin bağrından kopan bir komando Kıdemli Başçavuş İdris Mıh. Hakkari'nin soğuğundan soğuk ,toprağından sert Binbaşı Akın Kanlı. Yolları Hakkari'de birleşen bu iki askerin biraz zorlu biraz komik biraz trajik hikayesi. Kapak çalışması @helia...