SABIR OYUNU

1.4K 125 12
                                    

  Yaşadığım yaşamda bana ait olan tek karar asker olmaktı. Askerlik kendimi bildim bileli hayalim olurken bir komando olamayacağımı özel kuvvetler için yapılan sınavlarda anlamıştım. Ufak tefek bir adam değildim ama taktik geliştirmek ya da insan psikolojisi her zaman silah kullanıp bire bir dövüşmekten daha cazip olmuştu benim için. Nitekim de istediğime kavuşurken özel kuvvetlerinde bir parçası olmuştum. Hayata başlarken verdiğim bu doğru kararın uzun zaman boyunca kişisel olarak tek doğrum olduğunu bana zaman çok acı bir şekilde göstermişti.

  Nermin , ailemin benim için uygun gördüğü beni bir statü olarak gören kadın. Babam ilk lafını açtığında geçiştirsem de bana ittikleri Nermin, dayattıkları hayat bir süre sonra pes edip kabul etmem ile sonuçlanmıştı. Ama bu kararın yanlış olduğunu doğuya gönderildiğimde peşimden gelmeyerek " Ben orada yaşayamam" deyip İstanbul'da kalan Nermin ilk zorlukta göstermişti. Ama benim  de işime gelmedi desem yanlış olur. Nermin için ben hava atabileceği bir materyalden öte olmadığım için gittiğimiz yerde yaşayacaklarım beni zora sokacaktı. Bu yüzden uzak olması daha iyi olsa da o an kabul edemediğim kalbimde kimsenin olmadığıydı. Nermin hamile kaldığında ise içimde oluşan sevincin bir ucu buruktu. Bir çocuğum olması harika bir şey iken kafamda oturmayan dünya kadar soru da beraberinde gelmişti. O zamanlar bu soruların peşine düşmeyerek hayatımdaki en doğru ve en yanlış işi yapmıştım. Doğruluğunu bebeği kucağıma aldığımda hissederken içime doğan şüphe tohumları bebeğimin öldüğü zaman yanlış yaptığımı net olarak göstermişti. Peşine düşmesem de cevaplar bana kendiliğinden gelmişti. Yine de bildiğim cevaplar Tunç'a karşı tavırlarımı asla değiştirmemiş ama evliliğimin bende sonunu getirmişti.

  Karşımda oturup sessizce söylediklerimi dinleyen Aras  keskin bakışlarını yüzüme ulaştırarak:

" Emin misin ? Yanılmış olma ihtimalin yok mu?" dediğinde tek kaşımı kaldırıp:

" Sence Aras . Bu zamana kadar bu tarz konularda hiç yanıldığımı gördün mü?" dedim. Başını hayır anlamında sağa sola salladıktan sonra aramızda bir süre sessizlik oldu. Ardından Aras bana dönerek:

" Bu alet hala deneme aşamasında , üstelik yanlış ellere geçerse hiç iyi sonuçları olmaz biliyorsun değil mi?" dediğinde başımı aşağı yukarı sallayarak evet deyip gülümsedim. Zail ve Zamir beyin geliştirdiği ve şu ana kadar yaşanan her şeyin nedeni olan istihbarat aracından söz ediyordu. Ben bu aracı kullanarak köstebeği kanıtlarla yakalama fikri ile geldiğimde Aras tereddüt etmişti. Çok geniş bir bütçe ve gizlilikle yürütülen dünyanın en ufak izleme ve dinleme cihazı olan bu alet şu ana kadar kimsenin görüşüne sunulmamış ve gizlilikle son rütuşları yapılmıştı. Ben boş yere şüphe duymazdım bu nedenle kendimden emin bu aleti köstebeği bulmak için istediğimi belirten bir teklifle geldiğimde Zail bey düşünmeden evet demişti. Zira onlarında son bir deneme yapmaları gerekiyordu . Yani bir taş ile iki kuş vuracaktık. Ama tek sorun şüphelendiğim kişiden Aras'ın emin olmamasıydı. Yine de derin bir iç çekip:

" Sen eminsen tamam" dedi ve ben hazırladığım planı uygulamak adına Zail beyleri yerleştirdiğim odaya gitmek için ayaklandım. Kapıda Reşit bizi karşılarken :

" Reşit beş dakikaya gelip eşyaları alarak çıkacağız. Bak gelip odaya gizli evrak ve numuneleri koyacağım sakın bir yere ayrılayım deme anladın mı?" dedim. Reşit " Emredersiniz komutanım" diye selam verdikten sonra Zail beylerin odasına yöneldim. Odaya geldiğimizde Zail ve Zamir beyler Bilge hanımın başında duruyorlardı. Bilge hanım gözündeki büyüteçli gözlük ile son ayarlamaları yaptıktan sonra kısa bir talimat listesi sıralarken onu dikkatle dinledim. Kullanımı kolay ama yapımı zor bir aletti. Aleti alıp odaya geri döndüğümüzde Reşit bizi selamlayarak kapıyı açtı. İçeri geçip hareketli aygıtı kitaplığımın uygun bir noktasına yerleştirip çok geçmeden odadan çıktık. Son talimatlarımı da verip bilişim bölümüne doğru yöneldik. Neyse ki bekleyişimiz uzun sürmedi. Birazdan kameranın görüş açışına giren Reşit ile dikleştim. Masanın çekmecesini maymuncuk olduğunu anladığım bir alet ile açarken Aras ve ben hızla bilişim odasından ayrılıp odama yöneldik. Kapıya vardığımızda Aras'a dönerek:

LAZ ÇAVUŞ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin