İnsan pek çok farklı şekilde yanar. Yangın bazen beden de bazen yürekte bazen de vicdandadır. Ama her yangın insanı kavurur , nasıl olduğu ise içinizdeki ateşin gücüne bakar. Ben arkamdan kimse yanmasın diye herkesi hayatımın dışında bırakarak ateşimin üzerini kapatmıştım. Ama işte hayat insana beklemediği anda yüzünü gösteriyordu ki Akın karşıma çıkmış ve hayatımda kaybetmek istemeyeceğim biri olarak yerini almıştı.
Konuşmamız bittiğinde hızla kapıya yöneldim. Tam çıkacakken duyduğum ses ile geriye döndüğümde karakolun komutanının arkamdan koştuğunu fark edip durdum. Nefes nefese yanıma gelen komutana:
" Komutanım hayırdır" dediğimde ellerini dizlerine koyduktan sonra parmağı ile bir dakika işareti yapınca bekledim. Nefeslendikten sonra bana bakışlarını yöneltip:
" Çavuş aynı yöne gidiyorsun , otobüsle uğraşma araştırma ekibi ile git diye geldim. Hem elindeki bilgi onlar içinde çok değerli." dedi. Ne dediğini tam olarak anlamasam da onu onaylayarak peşine takıldım. Karakolun diğer ucundaki park alanına geldiğimizde soğuğa rağmen arabanın dışında bekleyen üç kişiyi gördüm. Biri kadın ikisi erkek üç kişi bizi görünce yerlerinde dikleştiler. Hızla komutanın yanına gelip:
" Bu bahsettiğin merkez üsdeki çavuş mu yüzbaşı?" dediğinde yüzbaşı başı ile adamı onayladı. Kısa saçlı ben yapıdaki adam gülümseyerek bana elini uzattınca ben de kabul ettim.
" Ben Zamir Türker. Arkamdaki suratsız herif küçük kardeşim Zail Türker ve yanlarındaki bayan da projemizin bilişim uzmanı ve dostumuz Bilge Yankı. Çavuş bu Şivan denen herifin sizin üsde olduğuna emin misin?"
" Eminim Zamir bey. Bu yüzden elimi çabuk tutup hem onlara haber vermem hem de o herifi yakalamak için orada olmam gerek."
Bana garip garip bakan adamın yüz ifadesini anlamaya çalışırken Zail beyin sesi ile kendime geldim.
" Gerizekalı ailemizin zeka seviyesini geriye çeken insan kılıklı embesil."
Sözleri fazlası ile alaycı sesi ile birleşince rahatsız edici olsa da Zamir bey hiç bir öfke belirtisi göstermeden dudaklarını büzdü. Soruma cevap ise Bahar hanımdan geldi.
" Zamir canım burada telefon çekmiyor ya o yüzden çeken bir yerden üsse haber verecek çavuş . Ve çavuş sizin isminiz neydi acaba?"
Sorusu üzerine bir an afalladım ve ardından da gülümsedim. İnsanlarla tanıştırılmış ama adımı söylememiştim. Ama yüzümdeki hafif tebessüm " Haaa" diyen Zamir beyin sesi ile kahkahaya dönüştü. Ama uzatmayıp hemen kendimi toparlayarak:
" İdris Mıh bayan" dedim. Bilge hanım zarif bir şekilde gülümserken Zail bey huysuzca:
" Gidelim artık geç kalıyoruz." dediğinde hepimiz arabaya bindik. Zail bey öne otururken ben arkaya Zamir bey ve Bilge hanımın yanına geçtim. İçeri geçtiğimde iki iri silahlı adam ile duraksadığımda Bilge hanım:
" Gideceğimiz yer tehlikeli bu yüzden istihbarattan beyler de bize eşlik ediyorlar. Silahınız var değil mi çavuşum?" diye açıkladığında başımı hayır anlamında sağa sola salladım. Bunun üzerine adının Cemil olduğunu öğrendiğim adam bana bir tabanca ve yedek şarjör uzattı. Tabancayı ve şarjörü kontrol edip belime yerleştirdikten sonra Bilge hanım ve Zamir beyin karşısına oturdum. Bilge hanım çantasından bir laptop çıkarıp bir şeyler yaparken kafasını kaldırmadan:
" Sizin istihbarat uzmanınız Sezin yüzbaşıydı değil mi?" dediğinde "Evet" dedim. Bilge hanım bir kaç tuşa bastıktan sonra bana bir kulaklık uzatıp:
![](https://img.wattpad.com/cover/323132622-288-k123400.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAZ ÇAVUŞ (TAMAMLANDI)
Teen FictionKaradenizin bağrından kopan bir komando Kıdemli Başçavuş İdris Mıh. Hakkari'nin soğuğundan soğuk ,toprağından sert Binbaşı Akın Kanlı. Yolları Hakkari'de birleşen bu iki askerin biraz zorlu biraz komik biraz trajik hikayesi. Kapak çalışması @helia...