OPERASYON 2

2K 194 10
                                    

  Asker olmak asker doğmak hangisi olursa olsun gereken ilk kural vatan aşkı ile yanmak. Bu uğurda şehit olmak büyük bir onurdur. Asker olmaya karar verdiğinizde hayatınızdan önemli bir amaç uğruna yaşa ve ölürsünüz. Bunu bilerek asker olmuştum ve ne mutlu ki ölürsem arkamdan ağlayacak kimsem yoktu. Belki teyzem ve çocukları üzülürdü ama bir anaya bir babaya bu acıyı yaşatmayacağımı bilmek bu konuda daha da cesur olmamı sağlıyordu. İlk defa vurulmuyordum ama ilk defa tek kurşun atmadan vurulmuştum. Hala Sefa'nın üzerindeyken bizimkilerin hareket ettiğini silahların sesinden anlıyordum. Yarama elimle yaptığım baskının yeterli olmayacağını bilsem de kanımın son damlasına kadar savaşmalıydım. Yerimden hafif doğrulup Sefa'ya yüzümü döndüm. Kireç gibi beyazlamıştı, üzerimdeki kan kamuflajına bulaşmış elimin altında bedeninin titreyişini hissediyordum.

" Sefa yerunden kalkma."

 Bunu dedikten sonra sürünerek ilerlemeye başladım. Her tarafımdan geçen mermileri dinlerken mermilerin geldiği yönü hesaplamaya çalıştım. Siper alıp hareket halindeki askerler için elimden gelen son hamleyi yapıp ateş etmeye başladım. Çatışma devam ederken karşı ateş hafiflemiş ama bizim askerlerin dışında da sağ kanattan atış sesleri gelmeye başlamıştı. Solumdan gelen ses ile gözümü namludan çekmeden yanıtladım.

" Çavuş iyi misin?"

" Evet Murat "

" Ben çıkıyorum beni koru."

 Devamına ihtiyacı yoktu. O hızla hareket ettiğinde karnıma saplanan ağrıyı göz ardı ederek ateşe devam ettim ama bu sadece 5-10 dakika sürdü. Görüşüm bulanıklaşmaya başladığında duyduğum temiz sesi ile son dirayetimi de kullanıp kendimi sessizliğe bıraktım. Gözlerim kapanmadan duyduğum son ses Yılgın yüzbaşının sesiydi.

" Dayan çavuş bırakma kendini."

.........

  BİNBAŞI AKIN

     Aras'ın da katılması ile bize pusu kuran soysuzların çoğunu indirmiş olsak da kalanlar korkudan kaçmışlardı. Aslında köstebekten haberimiz olduğu için Aras'ın bize katılacağını kimseye söylememiştik. Bu da bize taktiksel avantaj sağlamıştı. Mağaralara girdiğimizde Hazar ile birlikte bir kaç köyden genci de yerde bağlı bulduk. Temel yanına 2-3 asker alıp adamları çözerken ben de mevzilendiğimiz alana geri dönüyordum. Bu arada telsizden duyduğum sesle hareketlerimi hızlandırdım.

" Binbaşı çavuş vuruldu kimse var mı acil gelin."

 Hızla aşağı indiğimde Murat'ın İdris'i kaldırmaya çalıştığını görüp yanına ulaştım.

" Ne oldu lan ? Araç getirin."

 Karnında olduğu belli olan eli gevşemiş yüzü karanlıktan seçilmese de dudakları beyazlaşmıştı. Çatışmanın başında vurulduğu belli olsa da İdris gibi deneyimli bir askerin düzgün siper alamamasını aklım almıyordu. Bu arada Yılgın'ın içinde bulunduğu bir cip yanımıza yanaşınca Murat ve ben dikkat etmeye çalışarak çavuşu araca taşıdık. Araca önce ben girip Murat ve Yılgın'ın yardımı ile çavuşu başı kucağıma gelecek şekilde bindirdik. Yılgın öne otururken Murat'a son talimatlarımı verdim.

" Aras burada, sıkıntılı bir iş yapmayın iki yaralı daha vardı onları da getiriyorlar hemen üsse yollayın. Bu arada acemilere dikkat edin."

 Murat beni onaylayıp kapıyı kapatınca araç hızla hareket etti. Elimi İdris'in boynuna götürüp nabzını kontrol ettim. Çok şükür nabız hissediliyordu.  Elimi kamuflajın üzerinden göğsüne onu sıkıca sardım. Bu kısacık zamanda yeteri kadar kayıp vermiştik. Zaten bu üste her daim şehidimiz oluyordu ama her biri ilkmiş gibi canımı yakıyordu. İdris ise başka bir konuydu, ne kadar değişik bir adam olsa da beni hiç yüz üstü bırakmamış iyi bir askerdi. Düşüncelerim Yılgın'ın sesi ile son buldu.

LAZ ÇAVUŞ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin