Sabah ezandan önce kalmak artık benim için rutin haline gelirken ilk zamanlar bu saatte kalktığı için ağız dolusu küfürler eden arkadaşlarımı düşündüm. Her zaman karganın kahvaltıya bile başlamadan bizim kalkmamızı anlamsız bulurlardı. Küçükken de babam tarlaya gitmek için hep erken kaldırdığından alışık olduğum bu durum beni rahatsız etmezken onların söylenmeleri ve yaratıcı küfürleri benim için her zaman ilginç olmuştu. Komando olmaya karar verdiğimde neden erken kalktığımızı ve neden bir gözümüz açık uyuduğumuzu daha iyi anlamıştım. Dağa çıktığımızda su uyur düşman uyumaz diyen komutanımın sözlerini bir sabah baskınında daha iyi anlarken bunun bedeli 3 asker olmuştu.
Bunları düşünmeyi bırakıp hazırlıklarımı bitirerek önceden gittiğim eğitim alanına yöneldim. Bu arada acemiler için verilen kalk komutunu da duymuştum. Üsde 4 tane kıdemli baş çavuş vardı. Ben şimdilik boşta görev bekliyordum , diğerlerinin üçü acemilerle ilgilenirken son başçavuş Erdem de yarbayın hizmetindeydi. Dışarı çıkıp esnediğimde gözüme ilişen görüntü ile durdum. Acemiler için hazırlanan parkurun başına gelen binbaşı sert bakışlarını yeni gelen askerlerin üzerinde dolaştırarak yerini aldı. Gülümsedim , bu adam göründüğü gibiyse 100 şınav bile beşten öteye gidemeyecekti ki gün ortasında yemek için ağızlarını bile açmaya mecalleri kalmazdı. Onları izlemeyi bırakıp kendi işime yöneldim. Dün hafif bir egzersizle geçiştirsem de bu gün biraz daha yüklenip tekrar düzenime dönmeliydim. Koşu ile başladığım idman hala zor olan bu parkurda normalden yarım saat geç bitti. İşim biter bitmez terimi soğutmamak adına odaya koştum. Odanın olduğu koridora geldiğimde askerlerin kamuflaj kıyafetlerini giymiş son hazırlıklarını yaptıklarını gördüğümde yanlarındaki çavuşu durdurdum.
" Çavişum nereye gideysunuz?"
" Araçlardan biri mayın bölgesinde arıza yapmış ona yardıma gidiyoruz. Çok önemli bir gurup teçhizat gelecekti Binbaşı tedbir olarak komandoları yanında istedi." dediğinde bu garibime gitmişti. Askeri araçlar üsden çıkmadan kontrol edilir, gerekli tüm techizat ve olabilecek durumlar için bomba düzeneği ile donatılırlardı. Yani açıkçası aracın arıza yapması neredeyse imkansızdı. Ayrıca üs dört parçadan oluşuyordu. Merkezde bulunan komuta kısmı iki acemi birliği ve bir destek alanı. Eğer binbaşı yanına komandoları alıp gidiyorsa bu bölüm resmen savunmasız kalıyordu. Zira bazı komandolar nöbette, bir kısmı nöbetten gelmiş, gerisi de mayın bölgesine gidiyor. Yani geriye acemiler kalıyordu. Binbaşının kaygı etmeme nedeni diğer kısımlarla aramızda az bir mesafe olmasıydı ama yine de olabilecek bir baskından zarar almadan yardım gelmesi de imkansızdı. Bu düşüncelerle odama geçip duş aldıktan sonra üstümü giyindim. İşim bittiğinde araçların çıkış seslerini duydum, işte o an içime bir kurt düştü. Hızla silah odasına geçip hafif makinelilerden birini yanıma alıp Yılgın yüzbaşının odasına ilerledim. Ancak yüzbaşı odasında değil merkez komutanlıktaydı. Olduğum yerde kalmıştım yani şimdi bu bölümdeki tek rütbeli subay ben miydim? Acemiler dinlenme bölümlerinde ya da yemekhanedeydiler. Tabi ki onlara hava hoştu, binbaşı gidince nefes alıyorlardı ama benim için durum bundan çok farklıydı. Zırhsız gladyatör gibi savunmasız hissediyordum. Kendimi rahatlıkla kurtarırdım ama burada daha doğru düzgün silah kullanamayan bir sürü asker vardı. İçimde kaynayan endişenin alevi her yanımı sararken duyduğum silah sesleri ile dikleştim. Evet burada talim yapılıyordu ama seri atışlarla değil, kademeli talim dediğimiz tek tek atışlarlaydı ve biz makineli tüfek talimi için bu üssü kullanmıyorduk. Hızla cephaneliğin olduğu kısma yöneldiğimde kanım çekildi. Suratı örtülerle kaplı üç kişi elini kolunu sallaya sallaya kapıya doğru geliyorlardı. Bu da demekti ki ya kapıda şehitlerimiz vardı ya da içeride adamları. Ama bilmedikleri benim burada olduğum ve kanımın son damlasına kadar savaşacağımdı. Cephaneliğin yanındaki giriş kabinini tekmeleyerek kendime siper oluşturduktan sonra onlar beni fark etmeden elimdeki silahı ateşleyip ikisini indirdim. Yan taraftan gelen askerler telaşla yere yattılar.
![](https://img.wattpad.com/cover/323132622-288-k123400.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAZ ÇAVUŞ (TAMAMLANDI)
Teen FictionKaradenizin bağrından kopan bir komando Kıdemli Başçavuş İdris Mıh. Hakkari'nin soğuğundan soğuk ,toprağından sert Binbaşı Akın Kanlı. Yolları Hakkari'de birleşen bu iki askerin biraz zorlu biraz komik biraz trajik hikayesi. Kapak çalışması @helia...