.Özel Bölüm.

2.3K 203 25
                                    

Dışarısının keskin soğuğu kapıdan içeri adımı atar atmaz kesilmiş, yerini yemek kokuları ve sıcakla sarılan bir havaya bırakmıştı. Şu birkaç gündür olduğu gibi.

Yüzünde bir tebessüm yer ederken üzerindeki paltosunu girişteki askılığa astı Tahir. Notlarını çıkarıp elindeki torbalarla girdi salona. Fakat içeride yanan soba ve üzerinde pişen yemek hariç kimse görünmüyordu.

Mutfaktan gelen sesle elindekileri salona bıraktı ve oraya doğru yürüdü. Hasan, salata için doğradığı soğanla yaşarmış gözlerini tavana kaldırıyor, "Bir dâhâkine Tahir'e yaptıracağım bunu!" diye mırıldanıyordu.

Kızarmış gözleri, sık sık çektiği kızarmış buruna baktı Tahir. Gülümsemesi genişlerken sessizce yaklaştı soğan doğrayan adama. Kollarını beline sarıp yüzünü saçlarına yasladığı gibi irkilerek ağzından korkulu bir nida çıkaran adama, "Benim için bu kadar ağlamadın." diyerek takıldı.

Bir kez dâhâ burnunu çekti Hasan. Ona sarılan adama ters bir bakış atsa da sırtını kendini saran adamın göğsüne yasladı.

"Ne zaman geldin? Fark etmemişim." dedi, doğranmış soğanları salataya eklerken. Onun bu durgun hâline karşı başını omzuna eğerek yüzüne baktı kumralın. Durgun ifadesi Tahir'in de moralini kaçırdı.

"Hasan." dedi salatayla uğraşan adamı kendine çevirmeden önce. Şimdi fark ediyordu ki, kahve gözleri iyice kızarmıştı. Bir şey olmuştu kesin, soğan bu kadar etkili olmazdı ne de olsa.

Solgun yüzünü avuçları arasına alarak alnına bir öpücük bıraktı. "Ne oldu yavrum? Niye böyle solgunsun." dedi, sesine yansıyan merak karışık hüzünle. Onu böyle görmek istemiyordu. Göğsüne bir ağırlık binmiş gibi nefesi daralıyordu sanki.

Hasan, Tahir'in mavilerine bakarak derin bir iç çekti. Başını avuçları arasından ayırdı ve mavi gözlü adamın omzuna yasladı. "Anamı aradım bu gün." dediğinde, Tahir kaşlarını çattı.

Tek eli beline sarılmış usulca okşarken, "Kötü bir haber mi var?" diye sordu. Hasan başını iki yana sallayarak burnunu çekti yeniden. "Hayır, şükür herkes iyiydi." dedi.

Hâlâ sorunun ne olduğunu anlayamayan Tahir ise, "O halde neden böyle oldun? Varsa bir şey söyle bana. Seni böyle görmeye dayanamıyorum." diyerek dâhâ da sıkı sardı kollarını Hasan'a.

"Soğuktu." diye mırıldandı Hasan. Başını bu kez Tahir'in bonuna yaslarken. Bir sıcaklık hissetmek istiyordu sanki. "Yabancı biriyle konuşur gibiydi. Yine her şeyde tembihledi iyi olalım diye ama farklıydı..." diyerek iç çekti.

Tahir, onun bu içerlemiş hâline karşı derin bir nefes aldı. Bir eli sırtını okşarken, "Alışacak, sadece zaman. Hem," diyerek yanağını iyice Hasan'ın yumuşak saçlarına yasladı. "Yaz tatilinde buraya da gelecekler. Annen için oda da hatırlarız."

Lojmanda fazla kalan biri değildi Tahir. Sürekli olarak karakolda evrak veyahut da gönüllü görevlerde oluyordu. Ayda bir uğrar, onda da havalandırır sonrasında da yeniden görevinin başına dönerdi. Bundan ötürü eve yeni bir eşya bile almamış, olanını da atmamıştı.

Fakat şu birkaç günde ne kadar eski eşya varsa yenilenmişti. Yeni mobilyalar, mutfak ihtiyaçları, salona bir soba derken her şey tas tamamdı.
Hasan, hiçbir şeyin atılmasına gerek olmadığını, planıyla idare edebileceklerini söylese de Tahir dinlenlememişti.

Savunma olarak da, 'seninle gerçekten evli olduğumuza inanmak istiyorum.' diyordu. Hasan da bu durumda yalnızca gülüyor ve Tahir'in yanaklarını öpücüklere boğuyordu.

Ayda bir gelinen lojmanın artık bacası her gün tütüyor, içerisi sıcacık bir aile hissiyle dolup taşıyordu. Hasan'ın yaptığı yemeklerin kokusu tüm evi sarıyor, Tahir'in bulaşıklarda yardım ederken sevdiği adamı öpme çabaları uzun zamandır sessiz olan evi şenlendiriyordu.

Sessizleşmiş beden, sırtının da okşanmasıyla olduğu yerde iyice Tahir'e sığındı. Gülümsedi Tahir, yanağını yasladığı yere dönüp bir öpücük bıraktı. Ardından şakağına, alnına, burnuna...

Öpücükler git gide aşağı inerken, Hasan kapalı gözlerini araladı. Yüzünde ise gülmemeye cakisr bir ifade duruyordu. Tahir'in koyulaşmış mavilerine baktı muzırca.

Yüzünü göğsüne yaslandığı adama iyice yaklaştırırken, koyulaşan mavileri izliyordu. "Aç değil misin?" diye sordu fısıltı gibi bir sesle.

Tahir yutkundu, "Sana evet." diyerek hemen ardından Hasan'ın dudaklarına eğildi. Dudakları arasındaki dolgunluklar öylesine güzel hissettiriyordu ki, sanki ne kadar öperse öpsün ona doyamayacak gibiydi.

Öpüşme gittikçe derinleşirken, Tahir'in eli hâlâ usulca Hasan'ın sırtını okşuyordu. Kezâ Hasan'ın kolları da Tahir'in omuzlarına sarılmış, bir eli saçları arasında dolanıyor usulca çekiştiriyordu kimi zaman.

Ne kadar o şekilde öpüştüler bilinmez fakat Hasan'ın beli mutfak tezgahına yaşlanınca nefeslenmek için geri çekildi. Hızlı solukları ıslak dudakları arasından, kendisine yoğun bir hisle bakan adamın dudaklarına vuruyordu.

Tahir eğildi ve Hasan'ın göz kenarına bir öpücük bıraktı.

Tahir "Hasan." diye seslendiğinde, "Hm?" diyerek ona bakmaya devam etti Hasan.

Kendini bir anda geri çeken adamla şaşkına uğrarken daha ne olduğunu anlamadan Tahir'in omzunda ters dönmüş şekilde buldu kendini. Ağzından kaçan anlık korkulu nidaya engel olmamıştı.

Yüzü, kaslı sırta bakarken, "Tahir ne yapıyorsun? Bir yerin ağrıyacak, indir beni." dedi, yarı güler bir halde.

Pek oralı olmayan Tahir ise omuzladığı bedenin kalçasına vurdu usulca. Bu hareketiyle Hasan utançla kasılırken, gülerek konuştu Tahir. Aynı zamanda yatak odasına doğru ilerliyordu. "Ben hâlâ açım."

"Terbiyesiz." diyerek, üzerindeki şoku atan beden Tahir onu indirmeden evvel uzandı ve göz önündeki kalçaya vurdu. "Vay be, taş gibi." dedi hemen sonrasında gülerek.

Tahir de Hasan'la birlikte gülerken, onu yatağa doğru yatırdı bir hamlede. "Ben yumuşak severim." diyerek üniformasını çoktan çıkarmış, ona imâyla gülerek bakan adama hayretle baktı Hasan.

"Sen çok arsız oldun, farkında mısın?" dedi, yapılı üst bedeni tamamen çıplak kalmış adama bakarak. Tahir derin bir nefes aldı ve uzanıp Hasan'ın dudaklarına bir öpücük bıraktı. "Senin için her zaman arsızım." dediğinde kendini tutamayarak güldü Hasan.

Dâhâ sonrasında ise Tahir'in, "Şimdi seni soyabilir miyim?" demesiyle, "Evet." dedi ve Tahir'in ensesinden tutarak gecenin ikinci öpüşmesini başlattı.

*
*
*

Buraya kadar okuyan ve desteğini eksik etmeyen herkese çok teşekkür ederim. Güzel bir final olduğunu düşünüyorum. Kimsenin aklında bir soru işareti bırakmamaya çalıştım. Tabii sorularınız varsa buraya yazabilirsiniz.

Kendinize aşkla ve sağlıkla bakın...

MADEN [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin