(Medya Kerim Soykan)
★Bölüme başlamadan yıldızı parlatalım 🌟
★Satır arası yorumlarınızı bekliyorum
★Keyifli okumalar
~~~~~
Bir insan nasıl bukadar karmaşık olmayı başarır. Evet şuan ben bu adamın ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum,
Çünkü gözleri bir sürü duyguya ev sahipliği yapmış, birini yakaladım derken diğeri ortaya çıkıyordu. Bu adamı çözmek gerçekten çok zor.Sanırım kendisi de ne yaptığını bilmiyor.
Yada şuan kafası gidik.
Aksi taktirde, bu son söylediklerini sağlıklı düşünüp söylediğini zannetmiyorum.Ben kendimce eğriyi doğruyu düşünürken,
Leyla hanımın,
"öylemi tanıştığınızı bilmiyordum"demesiyle
Düşüncelerime, bir yenisi daha eklendi.Üstüne dibimde ki bu adamın bana böyle derin bakması rahatsız olmama neden olmuştu. "Bende bilmiyordum." Dudaklarımdan firar eden fısıltımı, Leyla hanımın duymadığına emindim aramızda ki
mesafeden dolayı.Ama dibimde ki adamın yüzündeki sinir bozucu sırıtışla, dudaklarıma, yoğun alayla kayan bakışlarından beni duyduğunu anlamıştım.
Anlaşılan benimle eğleniyordu.
Şu durum belliki epey hoşuna gitmişti.
Peki o haldeyse bakalım ne kadar ileri gidecek."Evet tanışıyoruz Leyla hanım"
Ağzımdan çıkanlar bende pek etki yaratmazken, onun suratının renginin atmasına sebep olmuştu.Dudaklarım daki bakışı hızla gözlerime tırmanarak, beni karanlığın içine almaya başlamıştı. Sağ kaşını kaldırarak, bana âdete
Şaşkınlıkla bakıyordu. Anlaşılan bunu beklemiyordu.Ama inanır mısın bende beklemiyordum.
Sonra ben ne oldu anlamadan, benden iki adım geri çekilerek
"kendisiyle birkaç kez bahçede karşılaştık."
Dedi kendini toparlayarak.Yüzündeki ciddiyetle bana bakarak tekrar kalktığı yere geri oturdu. Pekte umursamadım. Zaten ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım.
"Ama evin çalışanı olduğunu bilmiyordum."
Vay efendime bak sen. Nasıl yalanları ipe diziyor.Ben sessizliğimi korurken bu sefer sözü Leyla hanım devraldı.
"Ayy evet Hicran, biz seni isye aldığımızda Kerim burda yoktu. Oyuzden sanırım""Anladım" dedim bakışlarımı önüme çevirip
"Başka eklemek istediğiniz bir şey yoksa ben kahvenizi hazırlayayım." Şuan ki gereksiz muhabbet beni fazlasıyla germişti. Biran önce mutfağa gidip işimin başına dönmek istiyordum."Tabi gidebilirsin" Leyla hanımın söylediklerine ayak uydurup arkamı dönüp gidecekken,
"Bekle" duyduğum ses gitmemi engellediği yetmemiş gibi, uçup giden sinirmin de geri gelmesini sağlamıştı.
Tekrar yönümü onlara çevirerek, yerde olan bakışlarım ile konuşmanın devamını bekledim.
"Benim kahve iptal. Şuan pek kahve havasında değilim" diye söyledi.
Canıma minnet. Duyduğum kadarıyla, beyefendi her kahveyi de içmiyor muş, getirilen kahvelerde de hep bir kusur arıyormuş. Oyuzden yırttım."Peki efendim" dedim sakin tuttuğum sesimle.
"Onun yerine bitki çayı istiyorum." Dedikyrn sonra bende bir an önce gitmek için
"Tabi efendim" dedim."İyide Kerim sen bitki çayı sevmezsin"
Leyla hanımın sözleri bir kulağımdan girdi ama diğerinden çıkmadı malesef çünkü beynimin duvarlarına mıhlanıp kaldı.
Söyledikleriyle yerde gezinen bakışlarımı çekip sözün sahibine çevirdim.
İyide Evimdeyken içmişti. Sevmeseydi neden içti ozaman. Bu adam ne yapmaya çalışıyor Allah aşkına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİCRAN
Non-Fiction~~~~ "Siz kimsiniz de böyle bir soru soruyorsunuz?Sizi ilgilendirmez." Hicran, Kerim'in sözlerindense bakışlarına takılmıştı. Yiyecekmiş gibi dudaklarına bakması sinirlerini fazlasıyla bozmuştu. Adam açık açık niyetini belli ediyordu. Ve belliki ki...