★Selâm millet ben geldim 🥰★Güzel Çiftimiz için şuraya bir ❤️ bırakalım
★Bölüme başlamadan önce sol alt köşede ki küçük yıldızı parlatmayı unutmayın lütfen 🌟
★Keyifli okumalar 😍
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Her Yolun durakları vardır.
Hasret durağı, sevda durağı,
veda durağı, ölüm durağı...İnsan o duraklardan birine vardı mı, durağın her zerresini iliklerine kadar yaşamadan bir sonra ki durağa geçemez. Böyle böyle öğrenir hayatı yaşamayı..
Her durakta bir nefes bırakan Hicran, kalbini o duraklarda feda etmişti. Ruhunu, oranın karanlığına hapsetmiş, gittiği yere kadar diyerek yaşamaya çalışıyordu.
Artık hiç bir şeyi kalmamıştı. O duraklardan tekrar geçecek ne sıcak
bir kalbi vardı, ne de cesedine hayat veren ruhu...Ama son günlerde içinde ki boşluğun basıncıyla, geçtiği tüm durakların sızısını yeniden hissetmek oldu. Bunu tetikleyeni, buna sebep olanı biliyor ama bunu itiraf etmek te zorlanıyordu.
Oyuzden şuan neden burda olduğuna dair de tek mantıklı cevabı yoktu.
Onu sürükleyen kuzguni bakışlar, yeni bir durağın habercisi miydi? Bir lütfen in onu sürüklediği bu yol uçurum muydu?
Bakışlarını karışısında oturan, kendi gibi düşünceli adamdan çekip, geldikleri kafenin içinde dolaştırdı. Dışarıda ki soğuk nefes kafeye girer girmez dışarda kalmıştı. İçerinin sıcak havası üşüyen eklemlerini ısıtmış, hatta fazla ısıdan kaşınmaya başlamıştı. Sıcaklık buz tutmuş her bir kasını gevşetmişti.
İçerinin otantik havası ve kahve kokusu nostaljik bir hava sunmuştu. Güzel bir yerdi. Yalıya giden yolun güzergahında ama ara sokak ta olduğu için daha önce farketmemişti.
Hemen yan masada oturan aileye çevirdi. Geldiklerinden beri ikiz çocuklarıyla ilgilen karı koca dikkatini çekmişti. Çocuklar yüzlerinde ki huzur dolu gülümseme ile şapur şupur önlerinde ki tatlıdan yerken anne babanın gözlerinde ki mutluluk tadacaktı neredeyse.
"Buyurun efendim İki çay istemiştiniz.."
Hicran yanlarına gelen kafenin çalışanı ile bakışlarını, geldiklerinden beri put gibi oturmuş adama çevirdi. Üzerinde ki sakinlik tuhaf derecede merak uyandırıyor du.
Bu adam konuşmak istemiyormuydu? Onun için gelmemiş miydi buraya?
"Teşekkür ederiz" diyerek genç garsona sıcak gülümsemesi ile karşılık verdi.
Tâbi o sırada düşüncelerinden sıyrılmış ve keskin bakışların radarına takılmıştı bile.Karanlığı andıran gözlerin sahibi, sinirin ve öfkenin tellerine takılmış, karartıdan ibaret olan gözlerini kendisine öfkesini kusarak dikmişti. Dudaklarında Öfkenin serptiği tozları farkedince kaşlarını çattı. Gülümsüyor du. Ama gülümsemesi tüm duygulardan uzak, hiç bir anlam ifade etmiyordu. Tek bir ucu bile gözlerine ulaşmamıştı.
"Hah. benim dışımda herkese gülüyorsun" dedi. Ses tonu kadının tüylerini ürpertmişti.
"Soğuk ve mesafeli. Başta tüm erkeklere böylesin sanıyordum. Sanırım bu bana özelmiş" sakin ama insanı korkutan bir tonda ve kararmış bakışları ile konuşan adam, genç kadının yerinde irkilmesine sebep oldu.Kerim, sık sık geldiği sessiz ve tenha kafeye konuşmak için getirdiği kadının dakikalardır dalıp gittiği güzelliğinden kendini almamış ve konuşmak için hiç bir eylem de bulunmamıştı. Sadece doğru zamanı bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİCRAN
Non-Fiction~~~~ "Siz kimsiniz de böyle bir soru soruyorsunuz?Sizi ilgilendirmez." Hicran, Kerim'in sözlerindense bakışlarına takılmıştı. Yiyecekmiş gibi dudaklarına bakması sinirlerini fazlasıyla bozmuştu. Adam açık açık niyetini belli ediyordu. Ve belliki ki...