Selam sevgili okurlar hikâyeye başlamadan önce sol alt köşede ki küçük yıldızı parlatmayı unutmayın lütfen 🌟
Güzel çiftimiz için şuraya bir ❤️ bırakalım
Keyifli okumalar
~~~~~~~~
Bazı anlar vardır..
Ruh Orda sonsuza kadar kilitli kalmak ister.Orada ki mutluluktan uyanmamak ister. Bitmesin diye. Kaybolmasın diye.
Bir babanın oğlum kelimesinde..
Bir annenin evladına şefkatle baktığı gözlerde
Bir çocuğun masum gülüşünde..
Bir sevgilinin seni seviyorum sözünde.
Bir sevdanın sıcak koynunda..
Yada bir sigaranın dumanın da..
Tüm bunları bir arada bulan ise dünyanın en şanslı insanı dır.
Kerim ise bunların hiç birini istemiyordu.
Onun için anne, baba zaten eksikti.Seni seviyorum ve ya sevda laflarına da pek inanmıyor du.
Sadece son zamanlar da ruhu, o Kara elmas misali gözler de kilitli kalmak istiyor du.
Sahi Saatlerce izlese ne olurdu?Hiç gözlerini kırpmadan o kara elmasların, tıpkı bir yaprak gibi titrek, gece gibi koyu, yıldız gibi parlak, bıçak gibi keskin hallerini saatlerce izlese yanlış anlaşılır mıydı?
Hayatı zaten simsiyah ken bir siyaha doğru çekilmesi normal değildi. Hoş kendi de normal değildi.
Peki ya o kara elmasların sahibi normal miydi?
Kerim kafasında ki sorular ve tereddütler le son sürat gaza yükleniyordu.
Hicranın evinden çıktığın dan beri kendinde değildi. Üzerinde ki kıyafetlerin de verdiği rahatsızlık içinde ki tarifini yapamadığı sıkıntı zirveye ulaşmıştı.
Aldığı telefon da zaten canını sıkmıştı.Üstüne de ordan öylece çıkması, kadına karşı saygısızlık yaptığını düşündü.
Ama bekleniyordu.
Gitmek zorundaydı.Vereceği bir hesabı vardı.
Gerçi takip edildiğinden de emindi.Oyuzden önce şirkete gitmeliydi.
Çünkü ögrenmesi gereken bazı şeyler vardı, aklındaki sorulara cevap bulmalıydı.~~~~~~~
Yarım saatin sonunda şirkete gelen Kerim, hiç kimseyle konuşmadan direk odasına çıktı.
Onu gören çalışanlar her ne kadar durumun garipseseler de başlarını eğerek saygıda kusur etmediler.
Her zaman gördükleri Kerim Soykan değildi.
Evet soğuk ve ketum bir duruşu olsada şirket çalışanlarına karşı her zaman ılımlı davranır,Ve şirkette ki bir çok insan ona minnetle bakarlar. Çünkü merhamet dolu yüreğiyle o garip gönüllere girmeyi başarmıştır.
Kerim odasına girer girmez arkasından da İsa odaya girerek kapıyı kapattı.
"Senden birşey istemiştim İsa,
Naptın hallettin mi?"İsa, günler sonra gördüğü adamın tek parça ve gayet sağlıklı bir şekilde karşısın da görünce önce derin bir nefes aldı.
Neyse ki korktuğu olmamıştı.
Gerçi bedenen bir yara görmemişti, ama karşısında ki adamda başka birşeylerin olduğunu da sezmişti.
İçten içe merak etse de soramadı
Öncelikle şu sorduğu sorunun cevabını vermeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİCRAN
Non-Fiction~~~~ "Siz kimsiniz de böyle bir soru soruyorsunuz?Sizi ilgilendirmez." Hicran, Kerim'in sözlerindense bakışlarına takılmıştı. Yiyecekmiş gibi dudaklarına bakması sinirlerini fazlasıyla bozmuştu. Adam açık açık niyetini belli ediyordu. Ve belliki ki...