Selam millet ben geldim.🤗Öncelikle çiftimiz için şuraya bir ❤️ bırakalım.
Lütfen bölüme başlamadan önce mutlaka oylamayı unutmayın 🌟
~~~~~~~~~~~~~~~
Kadın dizlerinin üzerinde oturmuş, kucağında öylece uzanan adama dakikalarca seslenmesine rağmen hiç bir karışıklık alamıyordu.
Eline bulaşan kanla öylece kalakaldı.
Merak, şüphe, korku, endişe...
Tüm duygular karma karışıktı.
Zaten insan duygulardan ibaret
değil miydi?Her insanın ruhunda, duyguların tartıldığına dair bir terazinin olduğunun inancında olan kadın, bu sefer o terazide tüm duyguları iç içeydi.
Hepsinin ağırlığı Hicran Korkmaz'ın ruhuna baskı yapıyor, tuhaf bir şekilde yüreğini kör karanlık ve çıkmaz sokağa sıkıştırmış gibi hissediyordu.
Nefes almakta güçlük çeken, kadın başını yukarı kaldırıp, nefeslerini kontrol etmeye başladı.
Hızla soğukkanlılığına tutunarak, kucağında ki adamın başını yavaşça yana bırakıp üzerinde ki buluz unu bir çırpıda çıkartıp, oluk oluk kanın aktığı yere bastırdı.
Beyaz gömlek ten eser kalmamıştı.
"Napıyorsun kadın!?"
Hicran duyduğu sesle, yüzünu kapatan saçları kulağının arkasına verip kafasını kaldırdı.
"Kerim!?"
Kendinde miydi? İyide cansız ve buz gibi bedeni cesetten farksızdı.
İçine su serpilen kadın derin derin nefes aldı.
"Sen.." dedi nefes nefese kalmış bir şekilde. Bir elini yarasının üzerine bastırmış, diğer eliyle de Kerim'in ateşini kontrol ediyordu.
"İyi misin? Beni duyuyor musun?"
"Gi..yy şu..nu. hava so..ğuk" titreyen sesiyle konuştu adam. Ama ağzında yuvarlanan kelimerle Hicran pek birşey anlamamıştı.
"Hareket etme sakın!
ambulansı arayacağım!!"Kerim'in, sızlayan yarası canını acıtsada teninde ki elleri hissediyordu.
Ruhunu sarmalayan kadın müthiş endişe içindeydi. Sesindeki korkuyu, uğuldayan kulaklarına rağmen duymuştu.
Sonra çit görevi almış yaşlı kirpikleri ve kısık, kararmış gözlerin ardından, kadını üzerinden çıkardığı askılı siyah dantelli atletiyle görmesi, kayışların kopması demekti.
Hızla gözlerini kapatıp, burnundan zorlukla nefes almaya başladı. Aldığı nefesle ciğerleri parçalanıyordu. Yarasında ki dikişler gerim gerim geriliyordu.
"Gerek yok!" Dedi. Gcenin korkutucu sessizliğine, adamın hırıltısı yankı yapmıştı.
Zorlukla elini cebine götürmeye çalıştı.
Ama her hareketi canını yakıyordu.Hicran, adamın cebinden telefonunu çıkartışını dikkatle izledi. Kasılan yüzü, çatılan kaşları, yarasının derin olduğuna işaretti.
Peki neden ambulansa gerek duymuyordu. O an, en son yaralı hali geldi hatırına. Bir hastane yerine kendi evinde günlerce tedavi görmüştü.
Olayı kavramasıyla, kendi içinde ki sorgulamayı durdurdu
Soğuk kanlılıkla, bekledi. Ama adam telefonu cebinden çıkarmasıyla düşürmesi bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİCRAN
Non-Fiction~~~~ "Siz kimsiniz de böyle bir soru soruyorsunuz?Sizi ilgilendirmez." Hicran, Kerim'in sözlerindense bakışlarına takılmıştı. Yiyecekmiş gibi dudaklarına bakması sinirlerini fazlasıyla bozmuştu. Adam açık açık niyetini belli ediyordu. Ve belliki ki...