★Selâm millet ben geldim.★Bölüme başlamadan önce çiftimiz için bir ❤️ bırakmayı unutmayın.
★Güzel yorum ve beğenilerinizide eksik etmeyin sizleri seviyorum. 🌟
★Keyifliy okumalar 🥰
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Zaman çok şey öğretiyor insana..
Örneğin gün geliyor yanlış insana kıymet verdiğini öğretir. Herkese değer vermemen gerektiğini öğretir..
Bazı şeylere boşu boşuna üzüldüğünü..Birde alışmayı öğretir insana, kabullenmeyi...
Acıtan onca yaralar bir bakarsın kapanmış ve artık bahsettiğin acılar adı eskiyle anılır.Ve zamanın gücüne dayanarak unutur herşeyi kabullenir geçmişi. Sonra kendini sevmeyle başlar. Şimdiye kadar harcadığı değeri kıymeti kendine verir.
Genç kadın oturduğu bankta, karşısında birbirine aşkla bakan çiftin sohbetini, geçmişinin ona hatırlattığı, tanıdık gelen bir kaç görüntüyü içi burkularak izliyordu.
İkilinin parmaklarında ki alyanslar dikkatini çekti. Kadının üzerinde ki doktor önlüğü ile hastane çalışanı olduğunu anladı. Belli ki öğle arası yemeğini birlikte yemişlerdi.
Ne manzara ama
Kadının elini bir an bile bırakmayan adam, gözlerini adamdan bir saniye bile ayırmayan kadın...
Ne aşk ama..
Yüzünde geçmişini hatırlamanın verdiği acı bir tebessüm, ve gözlerin den acılarından firar eden bir damla.
Boşu boşuna haddinden fazla sevmişti. Kendinden fazla değer verip kıymete bindirmişti. Ama bir türlü unutamıyordu. Onunla yaşadığı en güzel anıları silemiyordu aklından. Çıkartıp atamıyordu benliğinden ona dair herşeyi...
Unutulsa dâhi, yaşanmışlıkların izi kalıyor hayat duvarlarında...
Aniden Sigaraya ihtiyaç duyan genç kadın, yanında getirdiği su dan, içinde baş gösteren duyguların acısını ve yangınını söndürmek istercesine yudum yudum içti.
"Hicran?!"
Duyduğu sesle bakışlarını zihnine acı veren çiftten alıp, kendisine seslenen ve olduğu yöne doğru gelen adama çevirdi.
"Geleceğini söylemedin!" dedi genç adam şaşırdığını belli ederek. Fatih yanında ki adamların varlığını bir an unutup, Gözlerinde gördüğü güzelliğinden meydana gelen hayranlığa sebep olan kadına doğru yürüdü. Adımları aceleciydi.
Genç kadın çantasını alıp ayağa kalktı. Kendisine hızla yüzünde tebessümle yürüyen adama doğru yürüdü.
"Sürpriz yapmak istedim" dedi gülümseyerek. Sonra kadının tam karşısında durdu. Aslında sarılıp tokalaşmayı çok isterdi ama Hicranın, kendisine karşı herzaman koruduğu o İnce mesafeye zarar vermekten çekiniyordu.
"Neden içeri girmedin? Çok bekledin mi? Bir şeyler içseydin...?" Duraksız bir şekilde konuşan adam, kadının yüzünde sıcak bir tebessüm oluşturmuştu.
"Çok olmadı geleli. Danışman, misafirin olduğunu söyleyince rahatsız etmek istemedim. İçecekleri de Birlikte içeriz diye düşündüm " tıpkı onun gibi tek nefeste cevap verdi kadın.
Sonra göz ucuyla arkada kendilerine bakan adamlara baktı. Daha doğrusu bakmak zorunda kaldı. Çünkü Fatih ile birlikte odadan çıkan adamlar dan birisi dik bir şekilde gözünü kırpmadan kendisine bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİCRAN
Non-Fiction~~~~ "Siz kimsiniz de böyle bir soru soruyorsunuz?Sizi ilgilendirmez." Hicran, Kerim'in sözlerindense bakışlarına takılmıştı. Yiyecekmiş gibi dudaklarına bakması sinirlerini fazlasıyla bozmuştu. Adam açık açık niyetini belli ediyordu. Ve belliki ki...