★Bölüme başlamadan önce yıldızı parlatalım lütfen🌟
★Satır arası yorumlarınızı bekliyorum
★Keyifli okumalar
Mutluluk nedir?
Nasıl mutlu olunur?
Formülü nelerdir?
Yada neden mutlu olamıyorum?Bu tür sorular insan yaşamının her alanında vardır. Kimi insan bazen mutluluğun içerisindedir farkında değildir.
Kimileri, mutluluğu yanlış yerde arıyordur. Kimilerine ise mutluluk gerçekten uzaktır.
Ama bakış açısı kişinin yönünü değiştirebilir.Uçan bir kelebeğe bakarsın mutlu olursun
Açan çiçeklere bakarsın mutlu olursun
Bir çocuğun gülüşüyle mutlu olursun
Bir annenin şefkati ile mutlu olursun
Bir sevgilinin öpücüğü ile mutlu olursun
Aşık olursun mutlu olursunYani mutluluğun kaynağı çok zengin sadece o hazineden faydalanmayı bilmek lazım.
İlk okul beşteyken din öğretmenimiz,
'Nasıl mutlu olunur' diye bir soru sormuştu.
Her kes kendince mantıklı olan cevabı vermişti.Tabi o zaman bende çocuk aklıyla
'babam para verirse mutlu oluyorum'
Diye kendimce gayet mantıklı bir cevap vermiştim.Ama büyüyünce işler değişti.
Şimdi düşünüyorum da benim mutlu olduğum zamanlar annem ve babamın yanımda olduğu zamanlar dı.Babamın marangoz atölyesinde onunla beraber ahşaplara zımpara vurduğum zamandı. Onunla birlikte geçirdiğim tüm zamanlar aslında benim mutlu olduğum tek anlardı.
Annem le birlikte mutfakta kurabiye yaptığım, onun peşine takılıp altın günlerine gittiğim, mahalleliyle hamama gittiğim anlar. Kısaca ailem yanımda olduğu zamanlar aslında gerçek mutluluğu yaşıyormuşum. Ama malesef içindeyken bunun pek farkında değildim.
Sanırım içinde olduğum mutluluğu kaybedince anladım.
Daha sonra hayatıma bir adam girdi!
Onunla kaybettiğim mutluluğu buldum sanmıştım. Ama ne yazık ki mutsuzluğuma, bir ton daha yükleyip, beni mutsuzluklarimla başbaşa bırakıp
çekip gitti.Şimdi, ömür boyu bir mutluluk istemiyorum. ne kadar yaşayacağımı bilmediğim şu dünya da fazlasını istemek ahmaklık olur.
Olduğum şu zaman diliminde huzurlu olmam bana yeterli.Ama Maalesef geçmişte yaptığım hatalar hayatımın her noktasına dağıldığı için,
Mutluluğu istemek bana çok ağır geliyor.
Belki de şimdiye kadar elimdeki olanları kaybetmemin sebebi haketmediğimden de olabilir."Hicran yine dalıp gittin.Ne düşünüyorsun?"
Sema. Can dostum Sema. Elimde kalan tek hazinem. Ne olursa olsun şuan benim mutluluğumun tek sebebi canım arkadaşım.
"Hiç öylesine." Diye cevapladım. Her daim gözü üstümde olan bazen anne. bazen abla, bazen sıcak bir dost gibi beni düşünür.
Sema benim ilk okuldan beri tek arkadaşım.
Tabi liseye kadar. Lisede iken, sevdiği adamla Avusturyaya kaçan ablasından dolayı okulu bırakmak zorunda kaldı. İyi olmayan durumları, engelli babası
Birde kendinden küçük kızkardeşinin okul masraflarını da karşılamak için,
çalışmak zorunda kaldı.Hayat bazen istediğimiz gibi gitmiyor.
Çocukken bir çok hayal kurardık, Sema gerçekleştirmek için imkâna sahip değildi.
Çünkü istediği hiç birşey planladığı gibi gitmedi. Tıpkı benim gibiEvet belki hayallerimi gerçekleştirmiş olabilirim. Ama o hayallerin bana bir beden büyük olduğunu anladığımda iş işten geçmişti.
Ve tüm olayların sonunda biz yine birbirimizi bulup, birbirimize sığınmıştık. Tıpkı küçükken, bizden büyük çocuklardan dayak yediğimizde yüzümüzde ki yaraları kendi sardığımız gibi,
yine aynısını yapmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİCRAN
Literatura Faktu~~~~ "Siz kimsiniz de böyle bir soru soruyorsunuz?Sizi ilgilendirmez." Hicran, Kerim'in sözlerindense bakışlarına takılmıştı. Yiyecekmiş gibi dudaklarına bakması sinirlerini fazlasıyla bozmuştu. Adam açık açık niyetini belli ediyordu. Ve belliki ki...