★Selâm millet ben geldim 🥰
★Öncelikle Çiftimiz için şuraya bir ❤️ bırakalım
★Bölüme başlamadan önce sol alt köşede ki küçük yıldızı parlatmayı unutmayın lütfen 🌟
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kilis ile Suriye sınırında, çöp yığıntısından farksız olan Azez mahallesinin izbe sokaklarında, tetikte bekleyen dört adam, üzerlerinde ki özel dikim her hangi markanın logosu olmayan kıyafetler ve yüzlerinde ki maskeleri ile gizlenmek için ellerinden geleni yapmış, genizlerini talan eden iğrenç kokuyla bu zor durumu atlatmak için büyük sona doğru yaklaşmışlardı
Neyseki aldıkları eğitimler, günlerdir içinde oldukları görüntüleri, duydukları kokuyu zihinlerine hapsediyorlar. Sanki birer programlanmış robot misâli sadece görevlerine odaklanmışlardı.
Tek biri hariç. Aralarında henüz yeni ve yaşça küçük olan Serdar bu kokuya ve bir haftadır maruz kaldığı görüntülere karşı hassas olan midesini saatlerdir boşaltmasına rağmen henüz kendine gelememişti.
"Midemi siktiler sikik herifler" veryansını kısık sesle dile getiren Serdar derin derin yutkunurken başını havaya kaldırdı ki, kendisine dik dik bakan ekip arkadaşlarını gördü.
Bu adamları anlamıyor du bir türlü.
Resmen günlerdir kanın içinde yüzüyorlar ama zerre etkilenmiyorlardı.Sanki birer vahşi hayvan gibi kana susamışlar ve fazlasıyla zevk alıyorlardı.
Ekipte en çok korktuğu ve yeni tanıdığı kişi ise dikişçi Selo lakaplı Selami idi."Bakmayın öyle, güzel memleketimin ordunun boklu dereleri bile burdan daha güzel kokuyor." Kendini savunmaya geçti. Sonra tekrar saklandığı yere geri geçti. Dürbünü ile deminden beri izlediği yolu tekrar izlemeye başladı..
İlyas, Kerim ve Selami kendi kendine konuşan çocuğu pekte kâle almadılar. Başta işe yaramaz süt çocuğu görselerde, Harun başkanın da dediği gibi, nişancı olarak görev aldığı uzun namluların başında fazlasıyla mükemmel iş yapmıştı. Biraz fazla mızmız olduğu için sadece şu iş bitene kadar alttan almayı düşündüler.
İlyas tekrar önünde ki cihazdan az mesafesi kalan son üç tırın gelişini takip etmeye devam etti. İlyas uzun boylu, beyaz tenli, sarışın, seyrek sakallı, mavi gözlü yakışıklı bir adamdı. Ekip te çapkın lakabını almıştı. Ve bu çapkınlığı bir çok operasyonda ekibinin işine yaradığının gururuyla da fazlasıyla övünmeyi sever.
"Varmı gelen giden?" Sordu Selami bıkkın bir nefesle.. iki gündür bekledikleri bu barakada olmaktan o da sıkılmıştı. Diğer baskınlar kolay geçmişti oysa. Elbette bu son gelen sevkiyat la beraber büyük balık yakalanacaktı. Sabredecekti.
"Hayır!" Dedi Kerim kulağında ki kulaklıktan aldığı haberle. Ormanın derinliklerinde ekibin diğer üyesi olan Sami yi görevlendirmişti. Namı diğer Tekgöz. Beş yıl önce ırak ta paralı askerken bastığı mayında vücudu epey hasar almıştı. Ne yazıkki bir gözünü de kaybetmişti. Ama gözünde ki siyah tek taraflı band ve uzun arkadan bağladığı gür kumral kıvırcık saçları, uzun boyu ve aldığı eğitimlerin meyvesi olan kaslı vücudu ile karizmasından bir şey kaybetmemişti.
"Karımı özledim anasını satayım.." sıradaki veryansın Selami ye aitti. Güzel karısının kokusu burnunda tütüyordu. Dikişçi Selo diye anılan ekibin en uzunudur kendisi. İki metre boyu, esmer, kahverengi gözleri sıfır tıraş kel kafası ile farklı bir auraya sahiptir. Boynunun altından göğüs kafesine doğru olan yara iziyle korkunç bir görüntüsü olsada, bu görünüm sadece düşmanlarına özeldir. İyi yönünü ise sadece güzel karısına gösterir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİCRAN
Non-Fiction~~~~ "Siz kimsiniz de böyle bir soru soruyorsunuz?Sizi ilgilendirmez." Hicran, Kerim'in sözlerindense bakışlarına takılmıştı. Yiyecekmiş gibi dudaklarına bakması sinirlerini fazlasıyla bozmuştu. Adam açık açık niyetini belli ediyordu. Ve belliki ki...