~İlk Öpücük~

168 14 34
                                    

Güzel çiftimiz için şuraya bir ❤️ bırakalım

★Bölüme başlamadan önce sol alt köşede ki küçük yıldızı parlatmayı unutmayın lütfen 🌟

★Satır arası yorumları da atlamayın
Keyifli okumalar 🥰

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Niyet ne olursa, insanın uzuvları ona göre hareket edermiş.
Niyetin neyse dil ve kalp onu zikredermiş. Zaman, mekan o niyet üzerine hareket eder, ve oluşan herşey birbirini takip eder.

Kerim de artık niyetinden emindi.
Farkındaydı. Bu kadını istiyordu.
Ve bunu, tüm uzuvlarına kadar hissediyordu. İlk zamanlar cesareti yoktu. Reddedilme korkusu vardı. bazen buraya, ayakları vücudundan bağımsız bir şekilde geliyordu. Ama şimdi koşarak gelmek ve bu kadının nefesinde soluklanmak istiyordu. Zerre umurunda değildi reddedilmek. İçinde coşan çağlayanlar vardı. Hissettikleri ile taşacak gibi oluyordu. Daha önce hiç bir kadına bu tür hisler kurmamıştı. Bu kadın onun tüm düzenini altüst etmiş, bildiklerini unutturmuştu.

Günlerdir kalbî, aklı bu kadının ismini zikrediyor Hicran diye, damarlarında akan kan hızına hız katıyordu. Onun kokusu ile tüm uzuvları titriyor, canlanıyor tüm gün onu sıkıntıya sokuyordu. Aklını işine veremiyor, nereye baksa onu görüyor onu hissediyordu. Baktığı her yerde kara elmasları görüyor ve o karanlıkta kayboluyordu.
Kesinlikle iyi değildi. Gecelerdir gördüğü rüyalar onu daha bir zorluyor artık aldığı soğuk duşlar da fayda vermiyordu.

Peki şuan hissettiği de neydi?.
İçinde harlanan bu ateş neyin nesiydi. Yıkmak, kırmak, dağıtmak, parçalamak, yakmak istiyordu.
En çok ta şuan ona pırıl pırıl parlayan elmaslarıyla bakan kadını yakmak kendi ateşinde kavurmak istemesi saçmalıktı biliyordu ama neden tek başına yansındı ki?

Daha önce hiç yanında gülmeyen, o tatlı kirazlarından kelimeler zorlukla çıkarken, az önce bir adamın arabasında onunla dakikalarca konuşuyor ve ona gülüyordu. Adam da, kendine ait olan elmaslarınım derinine bakıp konuşuyordu. Kerim yanmasın da kim yansın. Kim yıkıp dağıtmak istesin?

"Hicran! Bir sorun mu var kim bu arkadaş?" Fatih dakikalardır birbirine bakan ikiliye daha fazla tahammül edememiş ve sessizliği bozmuştu. Şuan ise karışsında bakışlarını ayırmadan Hicrana bakan adamı süzdü.
Ama nedense bu adamı sanki bir yerde görmüş gibi ve simasının yabancı gelmediğini hissediyordu.
Ama asıl merak ettiği Hicran ile ne gibi bir bağı vardı. Bakışlarında gördükleri canını sıkmıştı. Eğer düşündüğü şeyse bunun öyle kolay olmayacağını ona gösterecekti.
Ama, Hicranın da adama olan Bakışları ve sessizliği de üstüne eklenince ne yapacağını bilmiyordu. Belli ki Hicran ile aralarında bir şey vardı. Ama bildiği kadarıyla Hicranın görüştüğü kimsenin olmadığına emindi. Ve hiç düşünmeden Hicrana yaklaşıp elini beline atıp kendine doğru çekti ve adamla arasına mesafe koydu.
"Hicran! İyimisin? Bir sorun yoktur umarım" dedi ama gözleri Kerim'in gözlerindeydi ve orda apaçık bir tehdit vardı. Ve bunu Kerim'e hissettirdiğine emindi.

Hicran, Fatih'in sorusu ve belinde ki eliyle olduğu transtan çıktı. Ve ona saldıracakmış gibi bakan Kerim beyden bakışlarını alıp Fatih'e çevirdi.
"Hayır. Yok bir sorun. kendisini tanıyorum." Dedi kısaca ve kısık tuttuğu sesiyle. Şuan olduğu durumdan hiç hoşnut değildi. Bakışlarını etrafta gezdirdi. olduğu mahalle de dedikodu yapacak epey insanlar vardı. Eğer camlardan, şuan kendisini iki erkeğin yanında gören birileri olursa yarın adının muhtarlıkta anılacağını biliyordu.
O yüzden belinde olan Fatih'in elini indirip bir adım ondan uzaklaştı.
Ve Bakışlarını tekrar Kerim beye çevirdi. Ve bir çift kızarmış gözlerle karışılaştı. Sanki adamın gözlerinden ateş fışkırıyordu.

HİCRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin