3─ Yapılan yanlışlar.

7.9K 808 184
                                    

Okuyanlar arasında çok sevdiğim bir yazara rastladım, yüzüm gülerek yazdım bu bölümü.

İyi akşamlar, sizi aşağı alalım.

Koskoca dünyada, yüzlerce okulun içinden benim gittiğim okulun başına böyle bir iş gelmesi ve kaçırılan lise öğrencileri arasında bulunmam nasıl bir şanssızlık silsilesiydi bilmiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Koskoca dünyada, yüzlerce okulun içinden benim gittiğim okulun başına böyle bir gelmesi ve kaçırılan lise öğrencileri arasında bulunmam nasıl bir şanssızlık silsilesiydi bilmiyordum. Anlatmak için lugatımda denk düşen ifadeler de yoktu sığınacağım. Çünkü bunun kader olduğuna inanmaktan başka bir çarem olmadığını biliyordum. Kendi yüzümden buraya düşmüş olma ihtimalim en korkunç olanıydı. On sekiz yaşındaydım ve birçok hata yapmıştım. Çoğunu umursamadığım için unutmuştum bile. Bu denli vurdumduymaz bir genç olduğum için ne yapmış olabileceğimi kestiremiyordum.

Maskenin altından bizimle yüzleşen adam ile kaderimin nasıl kesiştiğine dair hiçbir fikrim yoktu. Ben bilinmeyen bir teoriyi deşmeye çalışıyordum, o ise beni deşmenin peşindeydi. Yapmış olabileceğim milyonlarca hata silsilesindeki hangi halkının onun boynuna dolanmış olduğunu anlamam uzun sürecekti. Adamın kelimelerle işi yoktu, anlatmakla uğraşmıyordu. Eylemleri öyle sert ve katıydı ki, kendi belirlediği bir doğrunun dışına adım atmıyordu. Özkan'ın yaşadığı şeyler ile Hasan'ın yaşadığı şeyler farklıydı. Kafasındaki doğruya göre hepsine farklı bir ceza kesiyordu.

Güç ondaydı.
Her anlamda biz kafasındaki kast sisteminde en alt tabakaydık. Burak ve Hasan hayvandı gözünde. Özkan ise yarına kadar birkaç kelimeyi ezberleyemezse bir kurban.

Biz ise..
Bizim kaderimiz, yaşayacağımız şeyler belirsizdi. Belki bizde bir hayvan ile bir tutulacak, ya da kurban olacaktık. Ne yaptığımızı bile hatırlamadığımız kadar önemsiz bulduğumuz şeyler bizi ipe götürecekti.

Tarık'ın üzerinde gezinen gözleri, ağır ağır hareket ediyordu. Bakışlarından başka hiçbir şey göremiyordum yüzünde. Lakin Tarık'ın ödeyeceği bedelden korkuyordum. Hatta en çok Tarık'ın yaşayacağından korkuyordum çünkü bu depoda benim sığınacağım tek kişiydi. Güvenebileceğim, ne pahasına olursa olsun beni satmayacak tek insandı.

Ayağındaki postalları betona sürte sürte tam karşımızda durduğunda, dizlerinin üstüne çöküp Tarık ile yüz yüze geldi.

BUZ | GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin