28 - ceylan gözler.

4.6K 609 256
                                    

Yanaklarım kızardığı zamanlarda aynalardan uzak dururdum. Çünkü hemen peşinsıra kulaklarım da kızarmaya başlardı. İçten içe üşürken yanan yanakların işin en kötü tarafıydı.

Savaş Karaduman benim yanaklarımı kızartabilen nadir kişilerdendi..

Odadan çıktığımda içeride gösterdiğim o asi, cüretkar, meydan okuyan Merih'in dizleri titriyordu heyecandan.

Savaş Karaduman ona kızarken aynı zamanda varlığına hayran olabileceğiniz bir adamdı. Gücü hep ilgimi çekiyordu. Kendinden emin tavrı, cesareti, bir konuyu kafaya taktığında sonunu görmeden pes etmeyişi, sahiplenici tavırları ile gerçekten nefret ederken hayran bırakabilecek türden bir adamdı.

Hani bazen biriyle yıldızın barışmaz, sürekli birbirinize kötü bakışlar atarsınız ve sizi sinirden delirten birileri olur ya, Savaş için öyle düşünüyordum. Kavga ediyorduk, bana bağırıyordu, hatta yüzüne bile tükürmem diyebiliyordu. Şimdi ise açıkça söylemek üzere olduğu hissi şeyler vardı. Bu olaylar üzerinde gerçekleşen zaman farkları olsa da ben bana söylenen hiçbir şeyi unutmazdım.

'Yengemin kardeşi olmasaydın yüzüne bile tükürmem.." Duyduğumda yaşadığım hayâl kırıklığını asla unutmayacaktım mesela.

"Hâlâ küçük bir çocuksun.." Şimdi ise o küçük çocuğu bir diğer küçük çocuktan kıskanabiliyordu.

Oyunu kuralına göre oynayacaksam eğer ben bugün öyle şeyler yapacaktım ki gerçekten çocuk olmamı isteyecekti..

Salona girdiğimde sinirinden dizini oynatan Tarık ile karşılaştım. Bakışları girdiğim an bana kaydığında oyuncu bir gülümseme yerleştirdim yüzüme.

"Tarık şimdi gitmen lazım." Dediğimde kaşlarını çattı. Anında ayağa kalktığında "o çocuk ile aranda ne var?" Diye alenen sorduğunda şaşırdım. Gerizekalı olduğunu düşündüğüm için çakmaz sanıyordum.

"Hiçbir şey yok?" Sorarcasına yüzüne baktığımda kapıya bakıp bana çevirdi bakışlarını. "Kimi yiyorsun Merih, adam kıskandı seni sonra odasına götürdü gözümün önünde." Sinirli sesine ek olarak biraz daha yaklaştı bana.

"Savaş abi homofobik Tarık. Ciddi bir şekilde hemde. İçeride bana babama haber vermekten bahsetti." Tarık'ın şaşkınlıktan ağzı açık kaldığında kaşları havalandı. Gerçekten şaşırmıştı.

"Ben bilmiyordum.." Diye mırıldandı suçlulukla. "Özür dilerim seni zor durumda bıraktım." Mahcup bir şekilde gözlerini kaçırdı ardından.

"Sen eve dön, ben bir şekilde halletmeye çalışacağım." Oyuncu bir tavırla omzunu sıktığımda ısrar etmeden kabul etti anında.

Birkaç dakika içinde Tarık sırt çantasını eline alıp evi terk etmişti ve bizi baş başa bırakmıştı.

Odadan dönmeyen Savaş'ın beni odamda beklediğini bildiğim için anında odamın kapısını açıp içeri girdim.

Şimdi yüzleşecektik..

"Neyi bahane ettin gönderirken?" Camın önünde dikilen bedene kaydı gözlerim. Elinde mavi stres topum vardı.

"Homofobik olduğunu ve babama şikayet edeceğini." Dudaklarını birbirine bastırıp camdan dışarı baktı.

"Yarım kalan konuşmamızı yapmak istediğine emin misin?" Diye sordum kapıyı örtüp peşinden kapıya yaslanırken.

"Neden, kaçmak için bahanenin kalmaması seni korkutuyor mu?" Aramızda üç metre vardı ve göz gözeydik.

BUZ | GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin