20 - aşık mı?

5.1K 570 176
                                    

Bazen ortamların gerçekliklerini sorgularız, gerçekten burada mıyım, bu insanlarla aramda ne gibi bir münasebet var?

Ben de bu durumlardan birindeydim şimdi. Sağımda yüzü gözü mor içinde Burak oturuyordu. Onunla aynı ortamda olmak bile mideme dokunuyordu. Saf kötülük içeren zihnini birkaç video ile net tanımıştım. Elinin üstündeki soyuklar içimi soğutmazken, gözlerim sürekli gözünü kaplayan kocaman morluğa kayıyordu. Ondan iyi bir ceza almıştı anladığım kadarıyla.

Karşımda Hasan oturuyordu. Göz temasından özellikle sürekli kaçınması, o depoda neler yaşadığını anlatmaya yetiyordu. Anlattığına göre bir haftadır yeme bozuluğuyla cebelleşiyordu. Ailesi paraya kıyıp bir terapiste bile götürmeye başlamıştı.

Aralarında bir tek dinç olan Tarık'dı. Yediği dayaklar, gördüğü psikolojik şiddet hiçbir şekilde üzerinde kalıcı bir etki bırakmamış gibiydi. Ya da numara yapıyor, içinde fırtınalar kopuyordu.

Yanlarında oturmak bile garibime gidiyordu. Beni çağırmaları bile tuhafıma gidiyordu. Onlardan iki hafta önce serbest bırakılmıştım ve birebir de hiçbiri beni aramamıştı. Sadece bir dörtlü buluşma talep edildiği için çağrılmıştım.

"Birbirimize karşı artık yabancı mı olacağız?" Çocukluk arkadaşımın sesi ile bakışlarım ona döndü. Burak benim için hayâl kırıklığıydı. Belki Elçin olayında suçlu bendim ama benim olmadığım ortamda, adımı kullanarak video çekip bana haber bile vermemiş olması yüzünden ondan soğumuş olduğumu hissediyordum.

"Ben hâlâ o deponun soğukluğunu üzerimde taşıyormuşum gibi." Hasan'ın boşluğa dalarak konuşması dikkatimi dağıttığında, Tarık'ın uzattığı sigara paketinden bir dal çıkardım kendime.

"Hepimiz bok gibi şeyler yaşadık, birbirimize destek olmak zorundayız." Tarık olayı özetlediğinde, tepkimi görmek ister gibi gözleri önce benim yüzümde oyalandı.

"Birine destek olacak kadar sağlam hissetmiyorum kendimi." Hasan kafasını eğerek konuştuğunda, ona üzüldüğüm için kendimden tiksindim.

Elçin'e ve Buse denen o kıza daha çok üzülüyordum.

"Ben eskisi gibi olabileceğimizi düşünmüyorum." İlk kez ağzımı açtığımda, hepsinin birbirinden kaçırdığı gözleri benim üzerimde sabitlendi.

"Neden?" Soruyu soran Tarık'dı. Kaşları çatılmıştı,  dediğimden
hoşlanmadığı belliydi.

"Özkan ile birlikte o laboratuvarda olan var mıydı aranızda?" Başından beri sormam gereken soruyu sorduğumda, üzerimden büyük bir yük kalkmış gibi hissettim.

"Hayır."

"Hayır." Tarık ve Hasan peş peşe cevap verdiğinde, Burak da ekledi. "Hayır." Emin olmak için hepsinin yüzünde birkaç saniye oyalandı gözlerim.

"Ben o mahkemede tanıklık edeceğim, eğer böyle bir şey varsa şimdiden bitsin bu dostluk, tekrar soruyorum?" Yinelediğimde, farklı cevaplar almayı bekledim ama Allah'a şükür ki almadım. Hiçbiri o kadar ileriye gitmemişti.

"Son bir şey daha var." Bu sefer onların berbat ruh hallerinin yanında gayet dinç bir şekilde omuzlarımı dikelttiğimde, derin bir nefes aldım.

"Bana bir video atıldı, ve içinde sizler de varsınız." Tarık ile göz göze geldiğimizde, dudaklarım sinsice kıvrıldı. Reddettiği video konusu öylece tekrar kucağına bırakılmıştı bir bomba gibi.

BUZ | GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin