17 - o'nu buldum.

5.3K 647 163
                                    

Strest, beyni kemiren bir zehirdi. Beni en çok zehirleyen şey hep strest olurdu. Strestin bana hep hediyesi yanlış kararlardı.

Gerginlikle belki sekizinci kez tırnaklarımla elimin üstünü yırttığımda ablam elimi kendi bacağının üstüne çekip gözlerini büyüterek baktı bana. "Yapma artık." Dediğinde yanımızda gelen Savaş abinin gözleri ilk kez bana kaydı.

"İstemeden oluyor." Dediğimde karşı koltukta oturan Savaş abi öne eğildi hafifçe. Göz kırpıp, "ne istemeden oluyor?" Diye sorduğunda gözlerimi kısa bir an ellerime indirdim.

"Müdür geldi." Bakışlarını benden çekmezken konudan kaçmak için söylediğim şey hoşuna gitmemişti. Umursamadım.

"Hoşgeldiniz, kusura bakmayın." Müdür ceketinin düğmelerini iliklerken masasına yürüdü hızlıca. "Bu aralar okul işleri biraz karışık." Önce Savaş abinin sonra ablamın elini sıktıktan sonra masasına oturdu.

"Siz niçin gelmiştiniz?" Ablam gülümseyip "sorun yok." dedikten sonra bana döndü. "Biz Merih için geldik." Müdür kalemlikten bir kalem çılarıp masanın üstüne koyduğunda, küçük not kağıtlarından bir tane çıkarıp kalemin yanına bıraktı.

"Çay, kahve?" Sorarcasına hepimize baktığında başımızı olumsuz anlamda iki yana salladık.

"Buyur oğlum, nedir?" Müdürü en son birkaç gün önce görmüştüm. Kurtulmamdan iki gün sonra müdür geçmiş olsuna gelmişti evimize.

"Bir öğrencinin iletişim bilgilerini öğrenmek istiyordum hocam." Müdür arkasına yaslanıp yüzüme baktığında, "kim?" Diye sordu.

"Elçin." Duraksadım, "Elçin Demir." Hocam. Müdür kısa bir an Savaş abiye baktığında, alt dudağını ıslattı.

"Protokolü biliyorsunuz, öğrencilerimizin kişisel bilgilerini polis dışında kimseyle paylaşamıyoruz." Kaşlarım çatıldı.

"Kim olduğunu öğrenene kadar izin mi veriliyordu hocam?" Müdür eline aldığı kalemi masaya bıraktı cümlemden sonra. "Anlamadım?" Dediğinde derin bir nefes almak zorunda hissettim.

"Kim olduğunu öğrendikten sonra paylaşmamaya karar verdiniz diyorum hocam, nedeni bu mu, Elçin hakkında bir şey mi biliyorsunuz?" Yükselen sesimden sonra ablam elimi sıktı uyarırcasına.

"Zor dönemlerden geçiyorsun diye bu çıkışını alttan alıyorum oğlum." Dediğinde kaşlarını kaldırdı. "Felaket seneryoların bittiyse çıkışa kadar eşlik edeyim?" Sinirlenmeye başlıyordum. Polis çağırıp 'bu adam bir şeyler biliyor.' diye haykırmama ramak kalmıştı.

"Beyefendi, ben avukatım protokolü elbette biliyorum lakin durum mühim olmasa bu kadar ısrar etmeyiz." Ablamın konuşmasından sonra Savaş abinin sırıtışı noktayı koymuştu.

"Hanımefendi bakın anlıyorum am-" Savaş abinin öne eğilmesi ile lafı bölmesi bir olmuştu. "Biz polis memurları ile geliriz o zaman, iyi günler." O ayaklandığında kaşlarım çatıldı. Polis bizimle gelir miydi ki?

"O ne demek?" Müdür endişeyle ayaklandığında, ablam oturduğu yerden kıstığı gözleri ile ona baktı.

"Polis beyler eminim bu konuyla ilgilenir." Savaş abinin üstten bakışları ile müdür biz konuşurken yazdığı küçük not kağıdını cebine sıkıştırdı.

"Tamam, olayı büyütmeyelim." Dediğinde ablam dirseği ile kolumu dürttü. "Polis beyleri yormayalım, ben size bir çay ikram edeyim?" Savaş abi oturdu yine yerine.

BUZ | GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin