Mum sönmeden dönde yaptığım basit dille yazım hatasını bunda yapmamaya çalışacağım. O kurguyu daha sağlam kafayla yazsaydım tam istediğim gibi olacaktı ama şuan tatmin etmiyor.
Bu kitabı kendimi geliştirmek açısından sindire sindire yazacağım. Zaten 1k kelimenin altına hiç düşmüyorum, belki ileride tutulursa kitap kelime sayılarını eskisi gibi 5kya çıkarabilirim.
Kavrama yeteneğine en çok ihtiyaç duyduğum anlarda, korkunun ağına takılması beni yalnız bırakmasına neden oluyordu. Korku yüzünden mantıklı düşünemiyordun, sağlıklı kararlar alamıyordun. Ayırt etme yetisi ise seni ilk terkedenlerden oluyordu. Kendimi aptal gibi hissetmeye başlamıştım ve bu kurtuluş için adım atmama en büyük engeldi. Zekama en ihtiyaç duyduğum vakitlerde kendi kendime yetersiz ve eksik hissettiriyordum. Ellerim kollarım bağlı değildi belki maddi olarak ama zihnimin içinde tamda öyleydi. Tüm bedenimin etrafı kalın halatlarla sıkı sıkıya bağlanmıştı. Zihnimdeki benliğim bir adım öteye gidemiyordu.
Hasan ve Burak'a bir hayvan gibi ot yediriyorlardı. Kafa yapısını çözmem lazımdı yoksa aklımı kaçıracaktım. Bir insan neden başka bir insana kendi varlığını unutturmak isteyebilirdi? Bunu yapmak için iki neden ihtiyaç duyabilirdi; intikam ya da sadece şiddet bağımlısıydı. Yüzünü hiç görmediğim, kim olduğunu bile bilmediğim bir adamın kafa yapısını çözmeye çalışmam ayrı bir ironiydi. Lakin arkadaşlarımı da geçtim, kendimi kurtarmak zorundaydım.
Olayların tam tamına yanı başındaydım. Belki birazdan katil olacaklardı ve ben buna şahit olacaktım. Buna dayanabilmek için sağlam bir aklım olması gerekiyordu. Bunca zaman birilerini aşağılayarak yeterince beynimi kullanmaktan uzak olduğum için kendimi geliştirmek adına hiçbir şey yapmamıştım. Şimdiye kadar beyin jimnastiği yapmış olsaydım da işime yarar mıydı bilmiyordum ama kendimi suçlamak kolaydı işte.
Burak'ın öğürmesini duyduğumda gözlerimi sıkı sıkı yumup tırnaklarımı dizime geçirdim. Midem bulanıyordu ama ögürmekten bile çekiniyordum. Tarık'ın neredeyse dizimde unuttuğu eli sıkılaştığında bile gözlerimi açmayı reddettim. Çocukluk arkadaşımın yanı başımda çektiği acıya derman olamamak yeterince canımı sıkıyordu. Ve sonrasında sıranın bana gelecek olmasıyla kıvranıyordum. Bencildim, bunu reddedemezdim. Hayatta kalmak için bencil olmak gerekmez miydi zaten?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ | GAY
AkcjaEtrafta yoğun kan kokusu, ensemde ölümün soğuk nefesi. sınanıyoruz, elindeki silah terazisi, hüküm veriliyor kanıt geçmişi. Kitabın şarkısı; Fleurie - Love and war.