Bir insanı küçük düşürmek aslında çok kolay bir eylemdi. Karşındaki insanı biraz olsun tanıdıktan sonra, zayıf noktalarını çabuk yakalardın. Bunun için uzun uzun psikoloji makaleleri okumaya gerek yoktu, bilgiye ihtiyacın yoktu. Sadece karşındakinin zayıf noktasını hedef alman yeterliydi.
Ben küçük düşmüştüm, hemde bir sürü insan tarafından izlenen, alenen tii'ye alınan bir tavırla. O bebeği oraya koyduklarında benim akıl sağlığımı test etmişlerdi. İnanmıştım aptal gibi, kendimi buradan kurtarabilecek bir fırsatım olduğuna inanmıştım.
Kendi aptallığınla yüzleştiğin an, düşünmek o kadar mide bulandırıcı geliyordu ki.. düşündüğüm her an aptallığımın üstüne bir ton daha yükleniyormuş gibi hissediyordum.
Beni getiren adam ile aynı arabada öylece dönüyor olmak daha da sinir bozucuydu. Ellerimde kelepçe, beni o depoya geri götürüyordu. Gözlerim bağlı, ellerim işlevsizdi. Buradan onlar istemediği sürece kurtulamayacaktım.
Ya da o istemedikçe...
Liderleri olan o adam..Kafasından neler geçtiğini o kadar çok öğrenmek istiyordum ki, bunun için ne isterse vermeye hazırdım.
"Üst mevkiler ayağa kalkmış, bir an önce işinizi halledip bitirmenizi istiyorlar efendim." Duyduğum sesle düşüncelerimden sıyrılmam bir saniye içinde gerçekleşmişti. Şoförün sesiydi bu, duyusal hafızama kendimden çok güveniyordum.
İş dedikleri biz olabilir miydik?
Cevap gelmediğinde bezle kapalı olan gözlerimi imkan dahilinde kırpıştırdım. Neden cevap vermiyordu? Bana bir ipucu, geleceğime dair bir umut vermesi lazımdı.
"Ne iletelim efendim?" Şoförün sıradaki sorusu ile yutkundum. Merak ettiğim soruyu tekrarladığında içimden cevap vermesi için dua ettim.
"Hallederim ben." Diye yanıt verdiğinde içimden bu sefer küfür savurmuştum.
"Benden ne istediğini söyle.." dayanamayarak konuştuğumda duraksadım lakin kimseye müsade etmeden devam ettim. "Ne yaptığımı bilmiyorum ama bırak beni, söyle hatam suçum ne, anlat ki pişman olayım en azından, vicdan yapayım?" Sesim o kadar umutlu çıkmıştı ki, bir an buraya düşmeden önceki ben olsa kendinden utanırdı diye düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ | GAY
ActionEtrafta yoğun kan kokusu, ensemde ölümün soğuk nefesi. sınanıyoruz, elindeki silah terazisi, hüküm veriliyor kanıt geçmişi. Kitabın şarkısı; Fleurie - Love and war.