Baya istekliydiniz kıyamadım yarına bırakmaya, şimdi atıyorum.
Günün ikinci bölümü, önceki bölümü okumamış olabilirsiniz.
____
Sormak için boğazıma dizilen onlarca soru vardı ve ben altında eziliyordum.
Kanım çekilmiş gibi hissettiğim nadir anlardan birindeydik. Bok gibi hissediyordum ve ben daha o kurduğu cümleyi atlatamamıştım.
"Neden sessizleştin?" Diye sorduğunda, yanan boğazıma katkı sağlamak adına tekrar yutkundum.
"Hep böyle sık sık yalanlar söyler misin?" Diye sordum dayanamayarak.
"Yalan?" Anlamayarak yüzüme baktığında, ona bakmamak adına direnip dans eden ikiliyi izlemeye devam ettim.
"Hiçbir erkekten hoşlanmadıysan şuana kadar, neden bana hoşlandığını söyledin?" Sorumdan sonra içimdeki bu çoşkulu hisleri bastırmak adına bir yudum daha içtim içkiden.
"Sana hiçbir zaman hoşlandığımı söylemedim." Dedi kolunu arkamdan çekip dikeldiğinde. "Beğenmek ve etkilenmek, hoşlanma fiilinden daha farklı şeyler." Yüzüne bakmamak için direndiğimde bir yudum daha içtim.
Neden hayâl kırıklığına uğramış gibi hissediyordum?
"Anladım." Dedim sadece.
Yaptığı umut vermek değil miydi? Ben mi kafamda büyütüyordum?
"Yanlış bir şey mi yaptım?" Diye sordu elimdeki bardağı alıp sehpaya koyduğunda.
"Hayır." Dedim kafamı olumsuz anlamda iki yana sallayıp.
Elini bacağıma koyduğunda, hangi ara salladığımı fark etmediğim bacağıma baskı uyguladı. "Gidelim mi şimdi?" Diye sordu. Burda daha fazla durmak istemediğimi hissetmiş olmalıydı.
"Gidelim." Dedim onun kalkmasını beklemeden ayaklanırken.
Sonrası hızlı ve spontane gelişti. Herkesle ayak üstü vedalaşıp kapıda yanıma geldiğinde, beraber merdivenlere yöneldik. İkimizinde ağzını bıçak açmıyordu.
Son basamaktan indiğimde kendini direğe zincirleyen kadının hâlâ orada zincirli halde durduğunu gördüm.
Bir adam kadının vajinasını okşuyordu, diğer bir adam da kadının göğsünü sıkarken dudaklarını öpüyordu. Oldukça rahat ve her zaman yapıyor gibi ustaca dokunuşlardı bunlar.
"Burada uyuşturucu içenler var." Dedim masaya kafasını gömmüş burun çekenleri işaret ettiğimde. "Polis basarsa biteriz." Diye devam ettim.
Lakin sonra duraksadım. Aylar önce beni kaçıran adam benden hoşlanmadığı için hayal kırıklığı içindeyken bunu düşünüyor olmamı garipsedim.
Gerçekten onunla ailevi bir bağ içinde olmasam bu kadar güvenip bir ilişki peşinde olur muydum?
"Gel." Öylece durup hâlâ kadını izlediğimi fark ettiğimde, polisler ile ilgili sorduğum sorunun cevabını kaçırdığımı fark ettim.
Beraber ayakta dikilebileceğimiz bir masa bulduğunda, garsondan bie şeyler istedi.
"Tadın yukarıda söylediğim yüzünden kaçtı değil mi?" Diye sordu yüzümü dikkatle incelerken.
"Biliyorsun madem neden yalandan soruyorsun?" Onu tersleyip gözlerimi tekrar zincirli kadına çevirdim.
"Senden duyabilmek için?" Sorarcasına bana baktığında, yandan bana baktığını görebilmeme rağmen bakmadım ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ | GAY
ActionEtrafta yoğun kan kokusu, ensemde ölümün soğuk nefesi. sınanıyoruz, elindeki silah terazisi, hüküm veriliyor kanıt geçmişi. Kitabın şarkısı; Fleurie - Love and war.