9 ─ Beklenmeyen anlaşma.

8K 812 237
                                    


Geçmiş bölüm son kesit.

"Neden sadece bana izletiyorsun bu olayı?" Diye sordum dayanamayarak. Zamanlamam iğrençti. Hatta şuan bu denli sinirli olduğunu bilmeme rağmen kendimi düşünmem de iğrençti ama dayanamıyordum.  Burada ne işim vardı benim?

Bakışları anında beni bulduğunda gözlerimi kaçırmadım. Öfkesinin yeni hedefi ben olacağımı biliyordum.

Lakin aklımı kaçırmadan suçumun onun gözünde ne denli kötü olduğunu bilmem gerekiyordu.

Titrek göz bebeklerim bana cesaret anlamında hiç yardımcı olmuyordu. Gergince yerimde kıpırdandım. Soruyu soran bendim, yanlış zamanı tercih eden de bendim. Cezamı paşa paşa çekecektim.

"Masumu oynama bana." Öfkesinin sıçradığı kişi artık bendim. Adımları bana çevrildiğinde, yutkundum.  Masumu oynadığım falan yoktu. Ama suçumun bu konuda olmadığını bilmeyecek kadar da aptal değildim. Özkan şerefsizi ve arkadaşlarının suçunun üstüme kalmasına elbette müsade edemezdim.

"Şu durumda, kafamda anında patlayacak onlarca silah olduğunu bile bile oyun oynayacak kadar aptal değilim." Dediğimde sesim beni şaşırtacak derecede öfkeli ve cesur çıkmıştı. Sanki buraya tıkılmadan önceki cesur ruhumun dikenlerine takılmış gibi hissediyordum.

"Şuan kafanı koparacak kadar sinirliyim, şansını zorlama!" Dediğinde inanmadığı öyle belliydi ki. Sözlerime inanmayacaktı ve bunun asla değişmeyeceğine emindim. Bana güvenemiyordu ve bunun için kafasında tonlarca neden vardı.

"Ulan üç gündür hayatla olan bağlantımı kestiniz, yaşayıp yaşamayacağımı bile bilmiyorum ama gelip sana bu olaydan haberim yok diye kanıtlamaya çalışıyorum! Sor yerde yatan şerefsize bu olayda var mıymışım diye! Elinde silah, ardında onlarca adam ile dayılanmak kolay tabi!" Dediğimde hangi ara ayağa kalktığımı bile bilmiyordum. "O kızın on yedi yaşında olduğunu bile bile böyle bir şeye göz yumar mıydım sanıyorsun sen?" İnanamayarak üstüne yürüdüğümde, ayakta dikilen adamlar anında bana doğru bir adım atarak hareketlendi. Herhangi bir durumda liderlerini korumaya fazlasıyla odaklıydılar.

"On yedi yaşında olmasa göz yumacak bir duyarsız olduğunu az önce kendin söyledin." Dediğinde anlamayarak baktım yüzüne.

"Şaka falan mı yapıyorsunuz anasını satayım?" Hayretle etrafımdaki adamların maskeyle gizli suratlarına kısa bir bakış attım. "Ulan bizi burada zorla tutuyorsunuz! Üç gündür tek bir kelam etmediniz bize kabahatiniz şu şu diye, şimdi de beni yapmadığım bir suçla suçluyorsunuz!" Cinnet evresinde hissediyordum kendimi. Aptal bir davranış sergilemekten çok korkuyordum ama göz göre göre yapmadığım bir suçun üstüme kalmasına nasıl müsade edecektim?

"İşte o kıt beyninin algılamakta yetersiz kaldığı şey bu." Dediğinde elini kaldırıp adamlara geri çekilin anlamında bir işaret yaptı. Gözlerim refleksle hareketlenen parmaklarına kaydığında devam etti. "Hiçbir şey yapmadı-" deponun kapısı gürültüyle açıldığında cümlesinin sonunu yarım bırakarak terk etti. Bakışları anında depo kapısına döndüğünde ondan farksız değildim.

BUZ | GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin