73.BÖLÜM:"PİÇ"

1.6K 218 47
                                    

Merhabalar Canlarım! Gecenin bir körü size uzun bir bölümle geldim...
Umarım beğenirsiniz.   

Sabah olup yeni bölümü gördüğünüzde nasılda mutlu olacaksınız ama :d asdasd manyak gibi bunu düşünüp bende mutlu oldum yaaa :Ddasdsd 

Neyse oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın! 

instagram: hilalmysh55 





Tek bir hata nelere neden olabilirdi?

Bir hatanın bedelini kaç kişi öderdi?

Kaç masumun ellerine kara bir mürekkep gibi bir soyun zehri bulaşırdı?

Zalim bir adamın hatası nasıl olurda suya atılan taş gibi dalga dalga büyürdü?

Selim Bey elini sıkıca tuttuğu İbrahim'i yalının kapısından geçirirken içindeki sıkıntı bir zehir misali kalbine yayılmaya başlamıştı. Oğlunun ateş gibi sürekli yanan öfkesini bu ufacık bedene çekmeyi istemese de artık bu hatayla yüzleşmesi gerekiyordu.

O gecenin daha büyük sonuçları olduğunu bilmeli ve bununla yüzleşmeliydi.

"Dede?" İbrahim'in ince sesi ile yaşlı adam düşünceleri topladı.

Yavaşça elini tuttuğu çocuğa döndü. Çocuk dedesinin kendisine dönen gözlerini gördüğünde yavaşça elini sıktı. "Neredeyiz?" diye sordu.

Adam derin bir nefes çekti içine. "Benim evime geldik." Diye cevap verdi.

Çocuk gözlerini kocaman açtı. "Amma büyükmüş ha..." diye mırıldandı.

Yaşlı adam buruk bir şekilde bu tepkiye gülümsedi. "Hadi girelim." Diyerek kapıyı çaldı. Çalınan kapının açılması oldukça kısa sürmüştü. Kapının arkasında Melek belirdi. Selim Bey'e saygı ile baktıktan sonra gözleri yanındaki ufak bedene döndü.

"Geç bakalım." Diyerek adam içeriye doğru yavaşça çocuğu yönlendirdi.

Ufaklık buz mavisi gözlerini bir an Melek'e çevirdikten sonra içeriye doğru bir adım attı. Onun arkasından yaşlı adam girerken kapının önündeki kadın kısacık bir an gördüğü gözlerle gerçeğin tokadını yemişti...

İbrahim'in kim olduğunu anlaması sadece bir saniyesini almıştı. O ufacık çocuğun gözlerinde Serdar'ın gözlerinde olan buzdan ifade şimdiden yer etmişti.

Yaşlı adam çocukla birlikte içeri girip salona doğru götürdü ufaklığı attığı her adımda kopacak olan kıyametin sesleri yükseliyordu.

Züleyha ve Ayfer'in içeriden gelen seslerini işitirken kalbinde ufak bir sızı hissetti adam. yaşanacak olan kargaşanın sancısı yüreğine ilk adımını atmıştı sanki.

Selim Bey salona girdiğinde gelini ve karısını şöminenin karşısındaki koltukta sohbet ederken buldu. Ufacık torunu Halil ise Züleyha'nın kollarında ateşin sıcaklığı ile uyukluyordu. Yüzüne vuran kızıl ışık ufacık bedeni daha çok aydınlatıyordu.

Oğlu ise salonda değildi. Evdeki sessizlikten ve ağır havadan yine evde olmadığı da belliydi.

Selim Bey'i ilk fark eden Ayfer Hanım olmuştu yaşlı kadın kocasını gördüğünde önce usulca gülümsedi hemen sonra ise elini tutan o ufacık çocuğu gördüğünde yüzündeki gülümseme sarsıldı.

İbrahim'den resmi olarak haberdar değildi ama o gecenin bir tohumu olduğunu yüreğinin bir köşesinde hep hissetmişti. Bunu Selim Bey'e sorup böylesine ağır bir sırrın altına girmek istemediği için yıllardan beri o konuyu açmamış Hülya ile ilgili tek bir kelime bile etmemişti.

SAFİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin