65.BÖLÜM: "KALBE DÜŞEN ATEŞ"

4.4K 380 386
                                    


İşte geldim buradayım... Keyifli okumalar bebeklerim.

Umarım beğenirsiniz :D 

Bu arada Araf'ın elinin yanık olduğu detayını unutmadım, sadece bu bir sonraki bölümde konuşulacak bir konu olarak kaldı haberiniz olsun.

İnstagram: hilalmysh55

260 oy 360 yorum

Eğer kendimle başka bir zamanda denk gelmiş olaydım büyük bir ihtimalle kendime çok gıcık olurdum. Hatta kendime düşman olurdum. Şimdilerde bile kendimi sevmeyi başaramazken başka bir zamanda kendimden nefret etmemde çok tuhaf olmazdı gerçi...

Pamir'in gözlerine bakarken yüzüme dalga dalga çarpan öfkeyi hissetmek içimin daha çok sıkılmasına neden oluyordu. Sürekli gururum ve aklım arasında mekik dokumaktan artık bitap düşmüştüm.

Bana öfke ile bakan gözlerine rağmen karanlığın arasında kalmış mutlu bir ışıltının sıcak varlığını hisseden kalbim bu olanlar yüzünden daha çok vicdanıma dokunuyor, daha çok suçluluk duyamam neden oluyordu.

İşin tuhaf yanıysa gururum ve öfkem öyle tehlikeli bir ikili olmuşlardı ki karşısında kendim bile duramıyordum.

"Ölmediğini görüyorum." Dedi Pamir. Sesindeki öfkeyi duyan başka biri olsaydı ondan uzaklaşmak için birkaç adım geriye kaçardı.

"Desene gözlerin baya keskin Pamir." Dedim gülümserken.

Benim bu tavrım onu daha fazla çileden çıkartmış olmalı ki kolumu bu sefer daha sert bir şekilde kavradı. "Bir de alay mı ediyorsun!" Diye bağırdı. Öfkeli sesi kulağımda yankılanırken içimdeki depremi şükürler olsun ki sadece ben biliyordum.

"Ne demem gerekli?" Diye sordum tek kaşımı kaldırıp ona bakarken.

Kollarımdan tutup beni silkeledi. Beni kendime getirmek ister gibi bir hali vardı. "Lan senin öldüğünü düşündüm. O yangının önünde, yanan arabanın içinde can çekişen cesedini hayal ettim. O arabanın patladığını gördüm."

Tek kaşım havaya kalktı. "Nasıl?" Diye sordum.

Benim sorumla sinirli bir nefes çekti. "Ne nasıl lan?" Diye sordu.

"Nasıl izledin? Orada olmaman lazımdı Pamir." Dedim sakin bir sesle. Benim tepkim bir an için öfke ile yanan gözlerini tereddütle benden kaçırmasına neden oldu.

Pamir yaşadığı bocalamadan hızlıca kurtulup çattığı kaşlarını hayretle kaldırdı. "Konumuz benim neden orada olduğum mu?" Diye sordu.

Pamir'e doğru bir adım attım. "Evet." Dedim kesin bir sesle. "Ben seni çağırmadım, haberde vermedim. Böyle bir şeye şahit olman benim değil senin tercihindi."

Odadakiler kelimelerim ile bir an için Pamir'e döndüler. Onun ise verecek tek cevabı vardı. "Senin için endişelendiğim için mi suçlu oldum?" Diye sordu.

"Benim için endişeleniyorsan arkamdan iş çevirmeye son ver!" Dedim öfke ile.

"Seni korumak için yapacaklarımdan geri kalmam!" Diyerek o da bağırdı ve işaret parmağını göğsüme doğru serçe bastırdı.

Sinirli bir nefes çektim. "Yaptıkların beni korumuyor." Dedim.

Benim kelimelerimle bir an duraksadı ama öfkesi bir sel gibi tüm sağ duyusunu alıp gitmişti. "Çünkü sen asla rahat durmuyorsun!"

Alayla güldüm. "Beni kontrol altında tutamazsın Pamir. Ancak yanımda olabilirsin."

"Seni kontrol altında tutmaya çalışmıyorum. Sadece seni korumaya çalışıyorum!" Öfkeli sesimiz evin içinde yankılanırken ikimizin de gözlerine kan oturmuştu.

SAFİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin