Evvettt uzun bir aradan sona yine ve yeniden beraberiz... Öncelikle hepinizin geçmiş bayramı kutlu olsun... Nice güzel beraber bayramlarımız daha olur İnşallah canlarım. <3
Bölüm az değil yirmi üç sayfalık bir bölümle geldim aranıza... Keyifle okuyup bol bol yorum yapın canlarım.
hadi bakalım ben sizi tutmayım. Başlayın okumaya
Keyifli okumalar...
Not: Yorum ve oyları unutmayın kızz
instagram: hilalmysh55
Nankör kelimesinin kökeni Farça'dan geliyormuş... Nan ekmek demekken Kör bildiğimiz kör anlamında kullanılıyormuş bu da nankör kelimesini oluşturuyor ki zannımca anlamı ekmek verene kör ya da veren kişiye kör olarak düşünülmüş.
Biri şu an kalbimi açsa elini içime soksa ve yüreğimin derinliklerindeki bir kelimeyi kulağından tutup dışarı çekse bu kelime nankör olurdu...
Nesrin nankördü...
Nesrin sevgikördü, iyilikkördü Nesrin Kördü!
Nesrin bana kördü.
Arkamdan gelen sesi bedenimi sanki tonlarca toprağın altına koymuştu da ben hareket edemiyordum...
Sanki şu an gömülü olan İbrahim Derin değildi de bendim. Üzerime toprağı atanda Nesrin'di.
Ayağına değen taştan, yüzüne düşen perçeme kadar hayatında olan her şeyin sebebinin ben olduğumu düşünüyordu. Bir yerde dengesi şaşsa onu bile benden biliyordu. İçine çektiği oksijen yüreğine yetmediğinde önce benim nefesimi kesip kendisi için daha fazla hava oluşturmaya çalışıyordu sanki...
Bir süre öylece durup altında kaldığım o toprağın nedenini anlamaya çalıştım. Öfke üzerimdeki toprağı kar gibi eritirken içimde az önce azıcık bile olsa söndürmeyi başardığım o yangın kor olup kalbimi avcunun içine aldı.
Yüreğim cayır cayır yanarken zehir gibi kanıma karışmıştı nefretim.
Yavaşça omzumun üzerinden arkama döndüğümde o an Araf'ın gözlerini gözlerime takıldı. Birazdan çıkacak kıyametin kokusunu almış gibi bana baktıktan saniyeler sonra etrafımızda gezdirdi gözlerini. Göz ucuyla fark ettiğim kadarıyla en son Hakkı'ya ufacık bir işaret vermişti.
Omzumun üzerinden Nesrin'e baktığımda onun yüzünde öylesine pişkin bir nefretle bana baktığını gördüm. Tamamen ona dönüp kafamı sol omzuma doğru yatırdığımda Pamir'in de tıpkı Araf gibi bir şeyler olacağını anlamış olmanın gerginliğini yaşadığını fark ettim.
"Benim yüzümden?" diye sordum tek kaşım havada.
Hızla kafasını salladı. "Senin yüzünden." Diyerek nefretle tekrarladı beni.
"Silahı sen tuttun, nişanı sen aldın, tetiğe sen bastın... Ama her şey benim suçum?" diye sordum açık açık.
Benim sorumla bir an acıyla buruşturdu yüzünü. Ben hatırlatmasam sanki yaptıklarını unutmuş gibi bir hali vardı.
"O Herife sen engel olamadın! Bizi daha erken kurtaramadın! Babamızı kurtarmak için tahlil yaptırmaya tenezzül bile etmedin! Sen katilsin. Babam sayesinde bu kadar güçlü oldun ve en sonunda babamdan kurtuldun!"
Aliye hanım olanları izlerken içten içe şaşkındı. Belki de bugünü tamamen sessizlikle atlatmayı ummuştu ama kıymetli kızı buna bir türlü fırsat vermemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAFİR
Teen FictionSafir Mavisi gözlerin kömür Karası gözlere değdiği an başladı onların hikayesi... Kalbinin kepenklerini daha beş yaşında indirmiş bir kız çocuğunun kapısını çalan kömür karası gözler... Daha ufacık bir çocukken hayatın üzerine bıraktığı sorumlulukla...