23.BÖLÜM:"KARANLIKTAN AYDINLIĞA"

5.2K 371 99
                                    

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.  


Şaşkınlık Araf'ın çevresine bir sis bulutu gibi dolanırken kafamdaki onlarca tereddüte rağmen onun şu an karşımda yaşadığı bu şaşkınlıktan olağanüstü bir zevk alıyordum. Kanımın kaynamasına neden olan intikam hissi hafif yanık ama lezzetli bir duyguyu geride bırakıyordu.

Gözlerinde yer alan öfkeyi izlemek içimdeki duygular yüzünden beni ürkütsede asi, baş kaldırmaya meyilli olan yanım için izlemesi keyifli bir görseldi.

Önce kemikli yüzünde çene kaslarını sıkmış olmasından kaynaklı bir hareketlenme oldu. Hemen sonrasında ise gözlerinde öfkenin ışıkları yanmaya başladı. İşin arkasında benim olduğumu anlamıştı. Ama bakışlarında bunu yapmamış olmamı dileyen ufacık bir kara nokta vardı.

Kaşlarını usulca güzel gözlerinin üzerine indirirken derin nefes almasından kaynaklı düzgün burnu genişleyip kapanıyordu.

"Sen?" diye mırıldandı. Aslında sesi mırıltı gibi değildi. Daha çok saldırmaya hazırlanan vahşi bir hayvanın uyarmak için çıkarttığı o tıslamayı andırıyordu.

"Nasılsın?" diye sordum karşımdaki adamın gözlerinde saldırma iç güdüsü geçmemiş ve ben buna şahit olmamışım gibi.

"Ne işin var burada?"" diye sordu. Bana son bir çıkış kapısı açmaya çalışır gibi.

Omuz silkerken "İş." Diye mırıldandım.

"İş?"

"Evet."

"Ne işi bu?" sesinden buzlar dökülüyordu. Sesinde cehennemin kavurucu ateşi vardı. Onunla konuşmak kanımın hızlı ve sert akmasına damarlarıma acılı bir his bırakmasına neden oluyordu...

"Bence tahmin edersin ne işi olduğunu." Bunu söylerken yüzümde alaylı bir gülümseme yerini aldı. Benim gülümsememle bakışları daha bir çatıldı ve oturduğu yerden kalkmak için yavaşça hareketlendi.

Onun hareketlenmesi benim kısa bir an geriye doğru çekilmeme neden olsada korkularıma ket vurup karşısında dik ve sağlamca yerimi aldım.

Ayağa kalkıp karşımda yerini aldığında bakışlarım yavaşça üzerinde dolandı ve geniş döşüne indi. Kravat takmamıştı, üzerindeki beyaz gömleğin düğmelerinin baştan iki taneside açıktı. Beyaz teninin üzerine geçirdiği siyah takım ceketi onun görüntüsüne apayrı bir seyirlik zevk veriyordu.

Bakışlarımın onun üzerinde daha fazla dolanmasına izin vermedim ve gözlerimi onun gözlerine çevirdim. Bakışlarının benim gözlerimde olmasını beklerken o çok daha başka bir yere bakıyordu yüzümde...

Dudaklarıma. Bakışlarında o kadar net bir istek vardı ki sadece ben değil onun bana bakışına şahit olan herkes şu an aklından geçenleri anlardı sanki...

"Demek sendin." Dedi bakışlarını yavaşça dudaklarımdan çekip gözlerime sabitlerken. Onun sorusu ile karşısına daha öz güvenli bir Miraç Derin izlenimi vermek için dudaklarıma ukala bir gülümseme geçirdim ve kendimden emin bir şekilde ona doğru yarım bir adım attım. "Aksi mümkün müydü." Benim hareketlerimle birlikte tekrar bakışlarını gözlerimden dudaklarıma indirdi. Onun bu hareketi dilimi dudaklarımda gezdirme isteği uyandırsada buna karşı çıkıp gözlerine bakmaya devam ettim. Benim az önce yaptığım gibi bana doğru yarım bir adımda o attı.

Artık aramızdaki yakınlık restoranda müşteri olan bir çok kişinin dikkatini çekecek dereceye inmeye başlamıştı. Meraklı birkaç gözün üzerimizde dolandığının farkındaydım. Ya da Pamir'in çatık kaşlarla aramızdaki yakınlığa şahit olduğunun ama bir an için bunlar önemini yitirdi.

SAFİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin