32.BÖLÜM:"TEKLİF"

4.9K 352 78
                                    

işlerimi halleder halletmez burada buldum kendimi umarım bölümü beğenirsiniz... Keyifli okumalar. 

Ve lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın, oldukça fazla emek var bölümlerde. 


Bulutlar vardı benim dünyamda. Kara ne zaman yağmur yağdıracağı belli olmayan bulutlar. Gökyüzünün rengi benim için hep belirsiz olmuştu.

Duygularımın beklediği bir oda vardı. Ben o odanın kapısını sıkıca örtmüş ve üzerini kilitlemiştim. Merhametim bir kuşun kanadında dünyanın ömür ucuna gitmişti. Kapısını kilitlediğim duygularımın anahtarı bir aslanın ağzındaydı.

Ama karşımda oturan adama bakarken o anahtar gerekmiyordu kapıyı açmak için. Sanki onun bakışları, dokunuşları, bana bahşettiği kelimeleri benim anahtarımdı.

Kaç dakikadır bakıyordum yüzüne?

Kaç dakikadır sessizdi karşımda?

Ve kaç dakikadır benim kalbim bu kadar sert dövüyordu döşümü?

"Efendim?" Sesinde şaşkınlık vardı, kaşları çatılmıştı, sanki duyduğu şeyi doğru duymadığını düşünüyordu.

"Evlen benimle." Dedim soru ekini atıp.

Kaşları alnından yukarıya doğru çekildi. Dudakları kısa bir an aralandı. "Doğru duymuşum." Diye mırıldandı kendi kendine.

Sabır artık benim için tükenmiş bir şişe suydu. Tam vereceği cevabı duymak için konuşacağım sırada onun kullandığı kelime kalbimi yarıp geçti.

"Neden?" Diye sordu. Beş harf iki hece bir kelime kürek kemiklerimin arsından girip gırtlağımdan çıktı. Bir mızrak gibi saplandı. Taştan olarak ilan ettiğim kalbim parçalandı.

Beni sevmediğini biliyordum ama kendisine evlenme teklifi eden bir kadına neden diye soracak kadar acımasız bir adam olduğunu tahmin etmiyordum.

Ne demek neden?

Yav sana evlenme teklifi ettim... Ne demek neden?

Hayır de. Evet de. Ama neden diye sormak Neden?

Gözleri gözlerimdeyken bir an şaşkınlıkla sarsıldı.

"Neden diye sormamın sebebi bana böyle bir teklifle gelmeyeceğini bilmem Miraç. Eğer şu an gerekli bir sebebin olmasaydı bunu teklif etmezdin. Ne oldu da bu çözümü buldun?"

Yaptığı açıklamanın nedeni benim üzerine düşürdüğüm bakışlarımıydı bilmiyorum ama parçalara ayrılmış kalbim için zaman geriye aktı ve kırılmış her bir parça yerine oturdu.

"Bir sorunum var." Dedim kısık bir sesle. Bunu söylerken elimde olmadan bakışlarım Araf'ın yatağında uyuyan Ece'ye kaymıştı.

"Dinliyorum." Dedi anlayışlı bir şekilde.

"Ece'yi elimden almaya çalışıyorlar" dedim kafamı iki yana sallarken.

Ağzımdan akan kelimeler onun kulaklarına iliştiğinde düz bakışları sertleşti. Yüzündeki kaslarının hareketini izledim. Çenesini sıkarken kemikli yüzünde ahenkli bir uyum vardı.

"Kim?" Diye sordu ölümün orağını sırtına asmışken.

(*Orak= Azrail'in betimlendiği resimlerde elinde tuttuğu büyük bıçak)

"İbrahim Derin." Dedim bir solukta. Bunu söylerken kelimelerme bir kan gibi bulaşmış utanç vardı.

Kaşlarını çattı kısa bir an benim utancıma ortak oldu. Sessizlikle suladı üzerimizi.

SAFİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin