Bölüm 29: YUVA YIKAN KIZ

232 30 79
                                    

 Nergis Hanım, hayatta en önemli şeyin para ve zengin bir koca olduğu kuralıyla büyütülmüştü. Henüz bukleli saçlı oyuncak bebeğiyle oynarken anası olacak paragöz Fatma,  iki ters, bir düz kazak örerken, göz ucuyla çocuğa bakıp

" Bak kızım büyüyünce yağlı bir kapı bul. Benim gibi ömür boyu pirinç hangi markette daha ucuz düşünmezsin. Bir elin yağda, bir elin balda olur."

derdi.

"Kapıya yağ mı süymüşley?" diye soran kızına da

" Öyle değil evladım; yani zengin koca!" diye izah ederdi. Ana, babalar çocukların karakterinde çok önemli yer tutarlar, Nergis de 20'li yaşlara gelince,  İstanbul'un sayılı zenginlerinden Burhanettin ile evlenmişti ki, bu onun tek başarısıydı. Bir yıl sonra şu anda Londra'da yaşayan kızı Zeynep'i, sonra da oğlu Harun'u dünyaya getirmişti. Cep telefonuyla inşaatla ilgili bir sorun hakkında mimarla konuşan eşinin telefonu kapatmasını sabırsızlıkla bekledi. Adam,  siyah telefonunu ceviz sehpanın üstüne koyunca aralarında şöyle konuşmalar geçti:

" Harun sekreteriyle çıkıyormuş! Bu akşam baş başa yemek yemişler! "

"A!"

"A, ya! Pelin görmüş. Bana resim atmış."

" E, hem genç, hem güzel kız. Olabilir. Ne var bunda?"

"Ayol ne rahatsın!  Tamam, genç güzel ama sıradan bir sekreter kız. Ya yarın öbür gün oğlumu evlenmeye ikna ederse? Ben oğlum için şöyle sosyetik, köklü aileye mensup, zengin bir kız istiyorum."

" Aman Nergis ya!  Antalya'da sağanaktan inşaatın alt katını su basmış şimdi hiç uğraşamayacağım! Dur usta başı arıyor...."

"Ay senle de konuşulmaz ki zaten hep iş, hep iş!"

Kocası, usta başıyla konuşurken, Nergis kendi kendine

"Ay ne yapsam ya?  Bir ara sohbet etmiştik babası ölmüş, postacıymış. Anası da ev kadınıydı. Benim oğlum kala kala postacının kızına mı kaldı? Anası nasıl biri bilmiyorum. Bizim servetimizde gözleri vardır kesin." diyordu. Hâlâ telefonla konuşan kocasından hayır olmadığını görüp;  sağına, soluna bakındı. Bir aşçı, dört hizmetli toplam beş kişinin çalıştığı koca evde kimse yoktu. Kısa, siyah saçlı, 23 yaşındaki yardımcısına seslendi:

"Nilaaay! Kızım bana sade bir kahve yap! Yanına da lokum koy. Sinirlerim bozuldu."

On dakika sonra kahvesini içip, lokumunu ağzında eritirken hâlâ telefonunun ekranında birbirlerine gülümseyerek bakan oğluna ve sekreterine bakıyordu ama asıl kıyamet aynı fotoğraf ertesi gün magazin programlarına çıkınca kopacaktı. Pelin yememiş, içmemiş görüntüyü samimi olduğu "Dedikodu programı" sunucusuna da göndermiş; Aydan hakkında bol bol iftira da atmıştı. Neler denmiyordu ki? Servet avcısı sekreter! Soyguna adı karışmış! İşe girdiği ilk günden beri patronunda gözü varmış!  Pelin'le Harun'un arasına kara kedi gibi girmiş! Programı izleyenler Pelin ile Harun sanki evliymiş de yuvasını o yıkmış sandılar. Twitter'da yuva yıkan kız diye başlık bile açıldı.   

O saatten sonra Sönmezışık Holding'de çalışanlar Aydan'a manalı manalı bakmaya başladı. Onu görünce yanındakinin kulağına fısıltıyla bir şeyler söyleyenler de yok değildi. Kız, önce sebebini anlamadı ama annesi telefon edip, göz yaşlarıyla televizyonda "Yuva yıkan sekreter kız " olarak lanse edildiğini söyleyince pancar gibi kızardı. Tabii olanlar Harun'un da kulağına gitmişti. Ekrana bakınca genç adamın yanağı seğirdi, üzerinde elma logosu olan 30.000 Liralık telefonunu parkenin üstüne fırlattı. Kapak bir yana, pil bir yana düşerken, içinden;

NİKÂHZEDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin