Medya: Alaz
●Küfür vardır.●
Çocuk gibi korkuyordum şuan, hiçbirine bu korkumu göstermeden ne kadar burada yaşayabilirim?
Atlatmıştım ya, geçmişti artık. Niye başa döndüm şimdi?
Sağıma dönüp yatağa yattım ve bir süre gözlerimi odada gezdirdim. Evet, sakinim.
Ellerimin titremesi yavaş yavaş durmaya başlayınca derin bir nefes aldım ve ellerimi kulaklarımdan çektim.
Ses de yoktu artık.
Tamam, bu zordu ama geçti. Şimdilik.
Bir süre daha ilaç almalıydım anlaşılan. Ama reçetesiz satmazlardı artık. Reçete için de doktor gerekti ve doktorda beni görür görmez reçete vermezdi.
Kendi başıma halletmem gerekiyor anlaşılan.Şimdi uyumam lazım.
Bir dakika, uyumak mı?
Hayatta olmaz.Uyuyamam ki. Ne yapsam acaba?
Not tutabilirim?
Çantamdan kalem ve kalemliği çıkarıp çalışma masasına koydum ve aklımda kalanlarla bir kaç sayfa not yazdım. Yanlarına da yazdığım kişileri ekledim kabaca.
Küçüklüğümden beri sevdiğim tek şey olabilirdi bu. Bana günlük tutmak gibi geliyordu çünkü. Gerçi kendim hakkında bor şey yazmıyordum ama insanlar hakkında düşüncelerimi yazıyordum.
Not işini bitirdikten sonra defteri kapattım ve yatağa gittim. Uyumak istemiyordum ama hastayım ve biraz kestirmezsem daha kötü duruma gelebilirim.
Yani uyumam lazım.
...
Sabah kalktığım gibi saate bakmış ve geri yatmak istemiş sonra ise nerede olduğumu hatırlamıştım.
Şimdi ise sevgili ailemle! beraber kahvaltı ediyordum.
Acaba böbreğimi veremeyeceğimi öğrendiklerinde nasıl bir tepki verecekler? Yine 'sen bizim kardeşimizsin.' diye saçma bir şey söylemeyecekleri kesin.
Ama gerçek yüzlerini gösterirler büyük ihtimal. Bana zarar vermesinler de ne istiyorlarsa yapabilirler.
Gerçi beni daha önce söylemediğim için suçlayabilirler ama düşmanları evimi taradıktan sonra onlarla kalmaktan başka şansım mı vardı?
Neyse, şuan bana iyi davranmalarını izin vereyim, sonra gerçek yüzlerini görürüm.
"Bu zamana kadar nasıl yaşadın?"
Daldığım düşüncelerden gelen soru ile ayrıldım ve sinirli avukata baktım. Artık daha sakin duruyordu.
"Nefes alarak?"
İnsanları alaya almayı sevmezdim ama hakkı olmayan şeyleri istediklerinde bunu farkında olmadan yapıyordum.
"Ciddi olamıyorum musun sen?" dedi çatık kaşlarıyla.
"Sakin kalamıyor musun sen?" diyerek onu tekrar etmekle bir şey demeyip kahvaltısına devam etti.
Kimse kusura bakmasın ama iki gündür tanıdığım kişiye yaşantımı anlatacak değilim. Ayrıca anlatsam ne değişir..?
"Seni evlat edinen aileyle hala iletişim içinde misin?"
Duyduğum cümleden sonra elimdeki suyu kafama dikip bir süre sessizliğimi korumuştum. En büyük abi, en mantıklı olandı galiba. Ama bu işime gelmiyordu. Bu yüzden konuyu başka yerlere çekmeliydim.