6.Bölüm

3.7K 216 23
                                    

Bazen düşünüyordum, acaba o gün ölseydim ne olurdu diye. O adam beni erken bulmasa yada zamanında hastaneye varamasaydım..

Ölür müydüm gerçekten, ölsem ne olurdu, kardeşlerim yine gider miydi?

Yada onlara anlatsaydım her şeyi..
Biraz cesaret edip söyleseydim yine o adamla giderler miydi?

O adam onlara bir şey yapıyor muydu acaba? Bana yaptığı gibi...

Belkide suçlu ve bencil olan bendim ama bu umrumda değildi, iyi de olsam kötü de olsam masum değildim sonuçta.

Ve bunu söylemek istemesem de sarılacak birini istiyordum. Dört yıl boyunca kimseyle yakın ilişki kurmadan yaşasam da şuan...

Onlarla bir yakınlığın olsun istiyordum işte, yine kullanılıp atılacak olsam bile bana sarılsınlar istiyorum, beni sevsinler istiyorum,bana inansınlar, beni dinlesinler...

Lanet olsun, yine çok fazla sey istiyorum.

Ama ben yaşamak için bir amaç istiyorum...

Biraz daha dinlendikten sonra artık hasta değildim. İyileştiğime göre artık etrafı ve onları daha iyi gözlemleyebilirim. Sonuçta abilerimi daha iyi tanımam lazım, eğer burada kalacaksam.

Elimi yüzümü yıkayıp kahvaltıya inmek için üzerime bir şeyler giyerken kapı kulunun bir anda hareket etmesiyle ödüm patlamıştı. Neyseki kapı kilitliydi.

Gelen kişi kapıyı zorlayıp söylenirken hızlıca üzerimi giydim ve kapıyı açtım.
Karşımdaki tabiki de sinirli avukattı.

"Sen bu kapıyı niye kitliyorsun? Hayır bu kadar mı güvenmiyorsun bize?"

Emre söylenirken bu haline göz devirdim.

"Güvenmemi mi beklerdin? Tabiki size güvenmiyorum. Daha tanışalı kaç gün oldu?"

"Bir hafta oldu."

"Eeee, bir haftada insanlara güvenmiyorum ben."

"Ne kadar zaman lazım, bize güvenmenin için Alaz Bey?"

"10 yıl sonra tekrar gel, belki biraz güvenmiş olurum."

"Allahım sen bana sabır ver."

"Bu sinirli kuluna da akıl ver!"

Merdivenlerden inerken Atlas odasının önünde bizim kavgamızı gülerek izliyordu. Az da olsa alışmışlardı sürekli didişmemize.

Masaya geldiğimizde Yağız ve Ateş bir şey konuşuyordu ama o kadar dalmışlardı ki bizi farketmediler.

"Neden olmaz diyorsun abi, bir gitsin, denesin falan yani bence."

"Tamda onlar geliyor ama, sonraya erteleyelim diyorum sadece."

"Onları ertelesen ne olur?"

"Ateş, akrabalarımız onlar, haberleri olmuş bir şekilde geliyorlar, daha sakin ol."

Akrabalar?

Daha fazla insan yani, ne güzel!

"Aşiret falan mısınız, ne bu endişe?"

İkisi de bizi farkedip bana dönerken Yağız boğazını temizledi ve bana kısa bir açıklama yaptı.

"Aşiret değiliz ama... Akrabalarımız biraz.. Nasıl desem, neyse işte pek iyi anlaşamıyoruz zaten ve senden haberleri olduğu için geliyorlar."

"Ne zaman geliyorlar?"

"Dün haber verdiler."

Hemen gelemezler heralde?

BencilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin