18.Bölüm

2.6K 162 38
                                    

Ateş'ten

Farklı bir şeyler vardı.

Daha bir haftadır tanıdığım bir çocuk için bunu söylemem saçma olabilirdi.
Hele daha önce gelen ajanlara bilmeden de olsa istediklerini verdikten sonra.

Kolay güveniyordum, aynı abilerim gibi. Aramızda kolay kolay güvenmeyen bir Kaan vardı ama emin olmadan asla konuşmazdı.

Yağız abim, ben, Deniz ve Emre ise hemen güveniyorduk insanlara.

Bu normalde kötü olmasa bile düşmanlarımız yüzünden iyi bir şey de değildi.

Yinede Alaz diğerlerinden farklıydı.

Belki yanılıyordum ve Alaz'da bir ajandı ama böyle olsa bile ona yardım etmek istiyordum.

Emre ona şimdiden güveniyordu, bu yüzden sinirleniyordu yanlış anlaşılabilecek her hareketine.

Çünkü onu kabullenmek istiyordu.

Deniz, onu çoktan kabullenmişti ama yinede onu tanımadığı için hala endişeliydi.

Yağız abim...

Bilmiyordu, böyle bir durumda olmak onu üzüyordu belki de, kızıyordu ya da.

Ama tanımıyordu Alaz'ı.

Aslında düşününce, geldiğinden beri en az onunla konuşmuştu galiba.

Ve onun hakkında bir şeyler öğrenmemizi istemiyordu, bu onun ajan olduğunu gösteriyordu belki ama içimde başka bir his vardı.

Bazı şeyleri neden söylemediğini anlamıştım.

Mesela bileğindeki iz.

Evet, intihar etmişti...

Bu kelime bile gerçekten zordu ve o bunu fiile dökmüştü.

Benim kardeşim intihar etmişti..

Hastaneye gidene kadar her saniye, her dakika düşünmüştüm neden intihar ettiğini.

Ve aklıma teyzemin söylediği şeyler gelmişti sonunda.

"Evet, yeğenimin böyle bir duruma maruz kalması beni çok üzdü. Kim bilir sen ne kadar üzülmüşsündür. Sonuçta inti-"

Alaz, sözünü kesmeden önce teyzem bir şeyler söylüyordu ve o zaman bunu anlamasam da şuan kelimesi kelimesine hatırlıyordum.

Gözlerimi kapatırken bir cümle daha kulaklarımda çınladı.

"...hangi insan evlatlık aldığı çocuğunu bir hastane köşesinde bırakır ki?..."

Kafamdaki parçalar yavaş yavaş yerine otururken eksik bir şey olduğunu hissettim.

Alaz, evlat edinildikten dört yıl sonra intihar etmiş ve ailesi onu hastaneye bırakıp gitmişti.

Ama neden?

Neden intihar etmişti?

Onlar neden bırakıp gitmişti?

Ne zaman yaktığımı bilmediğim sigaramı ağzıma götürüp dumanını içime çekerken esen rüzgar ile üşüdüğümü hissetmiştim.

Sigarayı söndürüp hastanenin bahçesinden içeri girerken doktorun Alaz hakkında söyledikleri hala aklımdaydı.

"Başına aldığı darbe fazla sert olduğu için beyin sarsıntısı geçirdi ama çok fazla endişelenecek bir şey yok. İkinci bir sarsıntı olmadığı sürece. Yinede bir iki gün dinlenmeli. Yataktan kalkmasa iyi olur. Beyin kanaması yada ciddi bir sarsıntı sonucu oluşan komplikasyonların olup olmadığına bakmak için bir kaç test yapacağız ve yirmi dört saat boyunca hastanede gözetim altında tutacağız. Ayrıca kafasına dikiş attık ve narkoz verdik. Şuan uyuyor ama yakında uyanır. Narkozlu olduğu için pek aklı başında değildir. Ama narkozun etkisi en geç üç dört saate geçer."
(Tıp hakkında hiç bir şey bilmiyorum, biraz araştırdım sadece. Yanlış da olabilir.)

BencilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin