Son zamanlarda hiç düşünmediğim kadar çok düşünmeye başlamıştım geçmişimi..
Belki bana sürekli hatırlattıkları için.
Ama düşünmek sadece daha çok üzülmeme sebep oluyordu çünkü eski bir defterden başka dert ortağım yoktu.
Evet, tek dert ortağım eski bir defterdi.
Yeri gelip benim günlüğüm olan, içine insanlar hakkındaki ilk izlenimimi yazdığım ve onları çizdiğim. İnsanlar hakkında bildiğim her şeyi yazdığım, bilmediklerimi boş bıraktığım ve bazen geri dönüp okuduğum. İçinden sayfalar koparıp yaktığım, yapıştırdığım resimleri attığım. Ve daha çok şey yapıp her zaman sakladığım defter.
Aslında kimse bulmasın diye yakmak istiyorum bazen. Sonuçta içinde gerçekten çok şey yazıyor.
Sayfaları karıştırıp yeniden okurken çok farklı bir anıyla karşılaşabiliyordum.
Benim bile unuttuğum.
Bugün on yaşındayım. Yemek yerken yemekhanede ablalar bir haber izliyordu, televizyondan. Gidip arkalarından habere baktım. Başlık şöyleydi;
'Cinsel İstismara Uğrayıp İntihar Eden Gencin Annesi Konuştu'
Pek bir şey anlamadım ama galiba biri ölmüş. Ablalar üzgünce izliyordu çünkü haberi. Beni görünce televizyonu kapatıp işlerine döndüler. Bana bir şey söylemediler.
Neyse kardeşlerimin yanına gitmem lazım.
Sayfa burada biterken iç çektim ve sayfayı kapattım.
Ne safmışım ya..
Esneyip telefonumdan saate bakarken kırık camını değiştirmeyi de aklımın bir köşesine koydum.
Kırmıştı şerefsizler!
Zaten telefon fırlatma gibi bir huyları da vardı.
21.45 yazısını görmem ile açlıktan ölmeden önce yemek yemem gerektiğini anladım.
Abilerimin çoğu işe gidip eve yeni geldikleri ve aç olmadıkları için akşam yemeği de yememiştim.
Odamdan çıkıp kapıyı kapattım ve kilitleyip anahtarı ceketimi cebine koydum.
Aşağı inerken bir anda giden elektriklerle olduğum yerde kaldım. Korku filmi mi çekiyoruz?
Neyse, eğer bu kadar büyük evleri varsa jeneratör de vardır ve birazdan devreye girer.
Ev kocaman olduğu için iki saat mutfağı aradım diyemeyeceğim ama biraz aradım ve sonunda buldum. İçeri girip ne yiyebilirim diye düşünürken ocağı da görmüş oldum.
Maşallah! Ocak masa kadar.
Tabi evde bir masa yemeği tek öğünde yiyebilecek insanlar olunca..
Dolapları kapatıp açarken bulduğum tava ve buzdolabından bulduğum sucuk ve yumurta ile ne yapacağım belirlenmişti.
Tavayı ocağa koyup arkamı döndüm ve yağı aramaya başladım. Yağı ararken hala elektriklerin gelmediğini farkedince biraz şüphelensem de çok umursamadım.
Arkamdan ses gelmesiyle arkama döndüm ama kimse yoktu. Tuhaf olan ise tavanın da artık ocakta olmayışıydı.
Tava nereye gitti...
Kafama vurulan sert cisim ile tutunacak bir yer arayıp bulamayınca yere düştüm. Başım zonkluyordu.
Sırtüstü yere düşüp tavanla bakışırken ışıkların gelmesiyle gözlerimi kırpıştırdım.