Koluma pansuman yaptıktan sonra mikrop kapmasın diye yeniden saran Ateş'e bakarken yutkundum.
Tam odadan çıkacakken pansuman yapmaya gelmişti ve şuan sessiz bir şekilde bana pansuman yapmasını bekliyordum.
Diğerlerine söylememiştir değil mi?
Acaba narkozluyken tersledim falan da bu yüzden mi konuşmuyor?
Atlas'a da bir ton şey söyleyip kalbini kırdığıma göre çok da imkansız değil gibi..
"Kolunu zorlama, iyileşmesi için zaman tanıman gerekiyor, yoksa iyileşmesi uzun sürer. Umarım iz kalmaz.."
Koluma bakarak söylediği cümleyi umursamamaya çalışıp bu haline göz devirdim.
"Çok da umrumda."
Bakışları bana döndü ve kaşlarını çattıktan sonra ciddi bir şekilde konuştu.
"Benim umrumda ama."
Böyle bir cümle beklemediğim için şaşırsam da kendimi toparladım ve gözlerimi odada gezdirdim.
"Eee böyle sessiz sessiz oturup duvarı mı izleyeceğiz?"
Konuyu dağıtıp ona dönerken sanki bir şeyi sormak istiyor da soramıyor gibi baktığını farkettim. Sormadığı daha doğrusu soramadığı şeyi bilmeme rağmen sormasını istemiyordum ama en sonunda konuyu açmam gerektiğinin farkındaydım.
Belki ortada hiç bir şey yokken söylemezdi ama eğer onu uyarmazsam bir gün ağzından kaçıracağı kesindi. Ya da bir sır gibi saklardı ama önlemimi almam lazımdı. Çünkü bu evde durduğum her gün bir şeyleri saklamak daha da zorlaşıyordu ve şunun farkındaydım ki sadece sonumu geciktiriyordum.
Ama bu zehirli merhametlerinin bir yudumuna bile muhtaçtım ve daha bunun zehirli olduğu da kesin değildi, değil mi?
Yani belki bu sefer sevgi sandığım gibi zamanla cehennemime dönüşen bir şey olmazdı.
İkinci bir kıyameti kaldırabileceğimi hiç sanmıyorum.
Yine elimin sol bileğime gittiğini farketmemle artık bunun farkında olmadan yaptığım bir alışkanlık olduğunu anlamıştım.
Soruma bir cevap vermeden beni izleyen Ateş'ten sıkılmamla içimde sıkıntıya dönüşen konuyu açtım.
"Ben narkozluyken ne konuştuk?"
Bu sefer o gözlerini kaçırıp ağzında bir şeyler gevelerken onun da en az benim kadar bu konuyu açmak istemediğini farketmiştim.
"Çok önemli bir şey konuşmadık.."
İnkar mı edecekti bildiğini?
Ya anlamadıysa?
Aynen, o yakınlıkta kör bile görür bileğimi.
"İntihar etmem dışında mı?"
"Ne?"
Benden böyle bir tepki beklemiyor olmalı ki sanki ilk defa öğreniyormuş gibi bakıyordu.
Lan, ya ilk defa öğreniyorsa?
Kendi ağzımla kendi ölüm fermanımı imzalamış olurum..
Neyseki bir kaç saniye sonra şaşkınlığı giden Ateş konuşmaya başladı.
"Konuşmamızı hatırlıyor musun bilmiyorum ama konuyu kapatmamı söylemiştin."
İyi söylemişim.
"Daha doğrusu konunun beni yada bizi ilgilendirmediğini."
Öyle.
"Ama bir şey merak ediyorum, neden temastan hoşlanmıyorsun?"