Dün atacaktım bölümü aslında ama unutmuşum. 🥲
DİKKAT!
BU BÖLÜM KAN, İŞKENCE VE BİR ÇOK ŞEREFSİZ İÇERMEKTEDİR.
DİKKAT!
Mideniz bulanacaksa bölümü geçebilirsiniz, eğer bana bir şey olmaz diyorsanız da içinizin yağlarının eriyeceğini garanti ediyorum.
O zaman hadi başlayalım.
...
2 Yıl Önce
Sağa sola sallanarak bağlı olduğu sandalyeden kurtulamaya çalışan iş adamı sonunda bir hareketlilik sezmesiyle durdu ve sesin geldiği yöne baktı. Gözleri kapalı olsa da sesin geldiği yerde bir insan olduğunun farkındaydı.
"Sei sveglio, idiota?"
(Uyanık mısın, aptal?)Sesinden çok da yaşlı olmadığı adamın aksaanından buralı olup olmadığını anlayamamıştı ama eğer İtalyanca konuşuyorsa onun Türkiye'de yaptıklarını bilmiyor olmalıydı ve bu da istediklerini verip buradan kurulabileceği anlamına geliyordu. En azından o an öyle düşünüyordu.
"Ti darò quello che vuoi, lasciami andare."
(Sana istediğini vereceğim, bırak gideyim.)İş adamı aklına gelen en mantıklı cümleyi kurarken genç adam gülümsedi.
"Ok, allora facciamo un accordo."
(Tamam o zaman bir anlaşma yapalım.)İş adamı hareketlenip arkasına geçen adamın ellerindeki ipleri çözmeye başladığını anlayınca içten içe gülümsedi. Bu adamı gebertip buradan gitmeliydi, adamları da yakında gelirdi zaten.
"Ama ellerin temiz değilmiş, önce onları yıkayalım, sonra anlaşma yaparız."
Uzun zamandır duymadığı Türkçe karşısında kalakalan adam korkuyla kaskatı kesildi.
Bu adam Türk müydü?
"Korkma, sadece ellerini yıkacağız."
Adam gözleri kapalı olsa da başına gelecek şeyi hisseder gibi yerinde çırpındı ve ellerini bağlı olduğu iplerden kurtarmaya çalıştı.
En sonunda çırpınmasından sıkılan genç adam, bağlı olan adamın parmağını kırmadan önce ellerine eldivenleri geçirdi ve adamın gözünü açtı.
"Ben temizliğe önem veren bir adamım. Lütfen, bir dahakine
ellerini yıkamadan gelme."Gözleri yeni açılan adam loş ışığa alışmaya çalışırken bir yandan da kırılan parmağının acısıyla acıyla haykırıyordu. Bu duruma daha fazla dayanmayan genç adam getirdiği hoparlörleri açtı ve İtalyan şarkı
tüm depoyu doldurdu.