"Neler yaptın o günden sonra?"
Sorduğum soru ile duvara yaslandı ve anlatmaya başladı.
"O zaman üniversite okuyordum ve bitirdikten sonra beden eğitimi öğretmeni olacaktım. Ancak üniversiteyi bırakmak zorunda kaldım. Sonra... babam sayesinde koruma olarak bazı mekanlarda çalışmaya başladım. Sonra burada koruma olarak işe başladım ve iki yıldır buradayım işte."
"Hmm, anladım."
Evet, ne diyeceğimi bilemediğim nadir anlardayım galiba...
"Ya sen, hastaneden çıktıktan sonra da insanları serum askısıyla kovalamamışsındır umarım."
"Saçmalama ya, bende bir kaç kere iş değiştirip orada burada çalıştıktan sonra geçen gün çok zengin bir ailem olduğunu öğrendim. Beş abim var ve hepsinin kafasına levye atmak istiyorum."
"Ne? Neden?"
Kahkaha atarken sorduğu soruya ciddi bir şekilde cevap verdim.
"Çünkü çok gıcıklar!"
"Çocuk gibisin..."
Kahkahaların arasında konuşurken kaşlarımı çattım.
"Ne çocuğu ya, çocuk falan değilim gelmişim burada 22 yaşıma."
Hiç çocuk gibi değildim.
"Sen daha 22 yaşında mısın? Ben senden büyüğüm bana abi demelisin."
Oldu canım!
"Niyeymiş? Ben daha kendi abilerime abi demiyorum sana neden abi diyeyim?"
"Ha?"
Bu fazla yükleme yapmıştı galiba ona.
"Bu kadar sohbet yeter. Sen bana bir şeyler öğretecektin hadi öğret bakalım."
Ayağa kalkıp üzerimi silkeledim ve Sinan'ın ayağa kalkmasını bekledim.
"Ellerin bağlanırsa nasıl çözeceğini yada plastik kelepçeden nasıl kurtulman gerektiğini göstereceğim."
"Peki, senin üzerinde deneyeyim mi bunu da?"
Yüzündeki korkmuş ifadeyle bana baktı ve ben gülerken hızlıca konuştu.
"Sakın! Kim bilir neler yaparsın sen!"
"Abartma ya, neyse göster bakalım bağlı bir ipten nasıl kurtulursun?"
Odanın köşesinde duran kutudan çıkardığı iple yanıma adımlarken durdu.
"Bunu da mı biliyorsun yoksa?"
Biraz düşündükten sonra inkar etmemeye karar verdim.
"İnternetten bir kaç video görmüştüm."
Kaşlarını kaldırdı.
"Hiç inanmıyorum sana. Birazdan beni bağlayıp tavana asma da."
"Kanca yok ki."
Tavana bakıp söylediğim cümleden sonra sonra gözleri ardına kadar açıldı ve bir adım daha geri gitti.
"Ya şaka yaptım hadi gel öğret artık."
Ellerimi öne doğru uzattım ve bağlamasını bekledim. İpi bir kaç kez bileklerime sardı ve düğüm attı.
"Şimdi, çözmeyi dene."
Ellerimin ulaştığı kadar ipleri çekiştirdim ve bileklerimi hareket ettirdim. Bir kac dakikanın sonunda ipten kurtulduğumda ağzı açık bekleyen Sinan'ın eline verdim ve güldüm.