Artık yavaştan gece olurken ben hala üzerimdeki ince ceket ile bankta oturuyordum. Havalar artık iyice soğumaya başladığı için götüm donsa da yapabileceğim pek bir şey yoktu. Adamlardan kurtulmuş olsam bile kolumdaki acı çok fazlaydı ve burada hiç tekin tipler yoktu. O yüzden biraz dinlenmeye karar vermiş ve uyuyakalmıştım. Uyandığımda zaten çoktan gece olmuştu.
Parkın arka tarafından gelen araba ile gözlerimi oraya odakladım.
Bir dakika bu...
Beni kaçıran araba!
Hızlıca oturduğum yerden kalkarken adamlar da arabayı durdurup aşağı indiler ve bana doğru koşmaya başladılar.
Her gün havuç mu yediniz ne bu kartal gözlülük!
Arkama bakmadan koşarken kendimi ilk kalabalık alana atmaya karar vermiştim ki karşıma çıkan bar ile hızlıca içeri girdim.
İçeride dans eden kadınları görmemek için yere bakarken içki kokusu ile burnum sızladı. Merdiven görmem ile hızlıca ona yöneldim ve beni nereye götürdüğünü bilmeden hızlıca çıktım basamakları. En kötü cehenneme vip bilet kazanırım.
Merdivenler beni bir koridora çıkarırken üzerinde numara yazan bir sürü kapı görmemle kaşlarımı çattım ancak biraz daha ilerleyince exit yazan kapıyı görmüş gülümsemiştim. Adamlar beni istediği kadar arayabilirdi artık.
Kapıya doğru ilerlerken birden taş kesildim. Durdum ve etrafıma bakıp yutkundum. Duyduğum ses beni ürperirken aynı zamanda o zamanlara götürmüştü.
Hem bağırmaktan korkup sesini kısan hem de kurtulmak için çırpınan yine de ağlamaktan sesi kısılmış bir çocuk sesiydi duyduğum...
"Abi! Abi yapma lütfen! Abi.. bırak..."
Sonlara doğru kısılan ses ile sesin geldiği odaya doğru gitmiş ve kapıya vurmaya başlamıştım hızlıca. Deli gibi kapıya vururken gelen ses durmuştu.
Az sonra kapı açılıp orta yaşlarda ve benden büyük bir adam beni karşılarken derin bir nefes aldım. İçki kokuyordu ve büyük ihtimal sarhoştu. Ne adamların beni yakalayabileceğini ne de karakolluk olabileceğimi düşündüm o an. Adamın yüzüne ardı ardına attığım yumruklar ile adam kendini savunmadan yere düştü ve sürünerek geri gitti.
Gözlerimle odayı tararken cenin pozisyonundaki küçük beden ile bir an kalbim sıkışmıştı..
Adamı yakasından tutup odanın içindeki başka bir kapıdan banyo olduğunu düşündüğüm bir yere soktum ve bir kaç yumruk daha attım. Adam artık hareket etmeyince doğruldum ve tam odadan çıkacakken aynada ki yansımama baktım.
Ellerime bulaşan kan ile çocuğu daha fazla korkutmak istemediğim için hızlıca ellerimi yıkadım ve havluya silip dışarı çıktım.
Çocuk gözlerinde bana tanıdık gelen o korkuyla gözlerime bakarken gözlerimi kaçırdım.
"Adın ne?"
"Çınar..."
Korkup hızlıca verdiği cevap ile hafif eğildim ve belirli bir uzaklık ile çocukla konuşmaya başladım.
"Peki Çınar.Nasıl geldin buraya?"
Belki daha yeni böyle bir şey atlatmış bir çocuğa soru sormam saçmaydı ama o piç bayıldığı için tek muhattabım bu çocuktu şuan.
"Beni...şey getirdi... babam... borcu varmış galiba abiye..."
Gözleri dolduğu için gözlerini kaçıran ve daha fazla konuşamayan çocuk ile doğruldum.