"Dediğim gibi bizi istemeyebilirsin, gitmek de isteyebilirsin ama güvende olmak için bir süre daha burada kalmalısın. Yani zorunlu değilsin ama senin için iyi olur. Ayrıca kendini korumak için temel küçük bir eğitim almanı istiyoruz. Yani herhangi bir aksilikte kendini koruyabilecek kadar bilgiye sahip olursan... Tabi böyle bir durumda kalacağın garanti değil ama..."
"Peki kimden alacağım bu eğitimi?"
Sakince bana döndüğünde güldüm. Kabul etmemi beklemiyor olmalıydı.
"Aslında yeni bir eğitmen getirebiliriz ama onların adamı olma ihtimali var. Korumalardan bir kaç ders alabilirsin, eğer senin için sorun olmayacaksa."
Galiba bunu ben geldiğimden beri düşünüyorlardı.
"Peki, ne zaman düşündünüz bunu?"
"Sen buraya geldiğinden beri düşünüyorduk. Söyleme görevi de bana kaldı."
Peki, acaba nasıl bir eğitim almamı isteyecekler?
"Ne zaman başlıyorum?"
...
Ev ev değil spor salonu, bu ne ya?!
Evi görmek için beni buraya getiren Ateş beni buradakilere emanet edip gittiğinden beri evi inceliyordum ve burası spor salonu gibiydi.
En azından belli bir bölümü."Gözün korkmasın, temel bir eğitim verecek sadece."
Etrafa olan bakışlarımı yanlış anlayan kişi ile göz devirdim. Gözüm korksa sence böyle mi gözükürüm?
Aslında şuan bana asıl eğitimi verecek olan kişiyi bekliyordum.
Ve... tuhaf bir şekilde korkmuyorum...
Nedenini bilmediğim bir güven duygusu vardı içimde, belki onların koruma olmaları yada şuan sevgili abilerimin! bana ihtiyaçları olduğu için bana zarar veremeyecekleri inancı.
Korkmuyordum o kadar.
"Sinan geldi."
Duyduğum cümle ile arkamı döndüğümde karşımda diğerleri kadar olmasa da yapılı bir adam vardı. Gerçi buradaki herkes az çok kaslıydı ama herneyse.
Yüzü nedense tanıdık gelmişti. Benden büyük olduğu her halinden belliydi.
Bana baktığında bende ona baktım.
"Alaz sen olmalısın?"
"Evet, sende Sinan olmalısın?"
Gülüp kafasını salladıktan sonra yeniden bana hitaben konustu.
"Salona geçelim mi?"
"Yok ya önce oturup bir kahve içelim."
Dalga geçmemle diğer korumalar gülerken bu sefer gülmedi ve önden ilerlemeye başladı.
Peşinden ilerleyip büyük bir odaya girdiğimizde yerdeki minderleri farkettim. Bunlar spor salonlarında olan özel minderlerdi galiba.
"Önce ne kadar sert vurduğuna bakalım."
Bir eğitmen gibi konuşurken güldüm ve alayla konuştum.
"Senin üzerinde mi deneyeceğim yumruklarımı?"
Kum torbasını göstermesiyle oraya doğru adımladım.
"Ayrıca, sana ip çözmeyi yada plastik kelepçe açmayı da öğretmem lazım."
Ciddi misin ya?
"Peki, kafama göre mi vurayım,sonra elim falan kırılmasın?"
Alayla söylediğim şeyi ciddiye alıp yanıma geldi ve kum torbasına bir kaç kez vurup bana nasıl daha iyi vurabileceğimi anlatmaya başladı.