ADA ASENA ÇINAR
Doğum gününden sonra herkes temizlik için yardım etmiş sonra da evlerine dağılmıştı.
Ben de herkes yattıktan sonra annemin günlüğünü okumak için salona inmiştim, günlüğü elime almamla telefondan gelen bildirim sesi eş zamanlı olmuştu.
Telefona baktığımda bunun Drew olduğunu gördüm ve mesaja cevap verdim.
Hem doğum günüm olduğunu söylersem daha çabuk bir buluşma ayarlayabilirim.D-Uyudun mu?
A-Hayır,yanlız kalamadım ki.
D-Neden?
A-Bugün doğum günümdü,arkadaşlarda bana sürpriz yapmış yeni gittiler.
D-iyi ki doğdun.
A-Teşekkür ederim.
D-Doğum gününü yüz yüze kutlamak isterim,yarın buluşalım mı?Yemek yeriz.
A-Olur.
D-Saat sekiz de seni alırım.
A-Nereye gideceğiz?Ona göre giyineyim.
D-Bagel Restoran,uygun mu?
A-Olur sakıncası yok, öyleyse yarın görüşürüz.İyi geceler.
D-Sanada
Bu kadar çabuk bir buluşma beklemiyordum,mesajdan çıkıp Akın'ı mesajları attım,o ne yapacağını bilir.
Günlüğü de alıp uyumak için odama çıktım,yarın şiş gözlerle adamın karşısına çıkmayalım değil mi.Seni de bu iş bitince okurum ancak günlükcüm.RANDEVU GÜNÜ
Sabah kalkıp kahvaltımızı teyzemlerle beraber yapmış hastahaneye gitme yalanıyla evde çıkmıştım.
Onları da ili gündür boşluyordum,yarın bir aksilik olmazsa bereber pikniğe giderdik.Böylece gitmeden önce güzel vakit geçirirdik.
Ekibin yanına gelmiştim, bir yandan hazırlanıyor bir yandan da emirler veriyordum.
Makyajım bitince ayağa kalktım,arkamdan gelen ıslık sesleriyle oraya döndüm.-Hanım efendi,yanlış yere geldiniz herhalde.Burada defile yok diye biliyordum ben.
-Yok yok,manken değil bu Kartal.Yoksa biz öldükte cennete mi geldik.
Karat ve Yavuzun gülen yüzü Akın'ın enselerine attığı tokat ile solmuştu.
-Ne gevezesiniz oğlum,Ada nerede hadi,adam gelecek birazdan.
Akın bana bakıp bir tane daha enselerine geçirdi.
- Eve kız mı getirdiniz lan,Hadi Kartal'dan beklerim de sen yarı imam değilmisin Yavuz.
-Akınn!rahat bırak çocukları.
-Ada bu sen misin?Ne güzel olmuşsun kız.
-Önceden çirkin miydim?
Neyse iyice geveze olmuşsunuz siz görevden sonra alırım aklınızı.Gelen korna sesiyle üzerime kabanımı alıp çıktım.
Beni gören Drew'in gözlerinden kalp çıkacaktı neredeyse.
Yanına vardığımda iltifatlara boğmuştu,kapımı açıp arabaya oturmamı bekledi.Oturunca da kapımı kapatım şoför koltuğuna da kendisi oturdu.
Aklınızdan bu nasıl kapalı falan diye geçirmeyin sakın,Drew ile ufak bir el temasında bile bulunmamıştık.Ona Haphephobia(temas)fobim olduğunu söyledim,dini değerleri söylesem de anlamayacağı için böyle bir şey uydurmuştum.Drew ile akşam yemeği için restorana beraber gelmiş,yemeklerimizi sipariş etmiştik.
Az buçuk bildiği türkçesiyle konuşmaya başlayınca ona döndüm.-Davetimi geri çevirmediğin için teşekkür ederim.
-Asıl beni davet ettiğin için ben teşekkür ederim.
-Seni ilk gördüğümde nasıl diyorsunuz siz,ha çarpılmışa döndüm.
-Drew,utandırıyorsun beni.
Şey ilk randevumuz ama ben sana bir hediye getirdim.Çantamdan çıkardığım kutuyu ona doğru uzattım.
-Bu saat dedemin saatiydi,ölmeden önce bana vermişti.
-Ahhh Ada'cığım,bu çok anlamlı.Ben de boş gelmedim,benim de sana bir hediyem var.
İç cebinden bir kutuyu bana uzatacakken yanıma çatık kaşlarıyla Göktuğ'un gelmesiyle ikimiz de ona döndük.
-Ada??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSİN SEN
Random-Kimsin seen,hı kimsin.Doktor Ada Çınar mı, Yüzbaşı Asena Kurt mu? -Ada olmam gerekiyorsa Ada, Asena olmam gerekiyorsa Asena. Sana hangisi lazım Yüzbaşı!