Bölüm 45

636 41 4
                                    

GÖKTUĞ YİGİT

1 YIL SONRA

Sabah gelen rehine kurtarma operasyonu ile timimle beraber yola çıkmıştık.
Mardin'in köylerinden birinin muhtarı olan Samet Bey,ailesi ve bir kaç köylü dağa çıkarılmıştı.Samet Bey'in askere yaptığı yardımlar,dağdakilerin gözüne batmıştı.
İçerdeki adamımızın verdiği bilgilere göre muhtar ve köylüler şuan izlediğimiz kamptaydı.

-Komutanım?

-Söyle Yiğit.

-Ne zaman başlayacağız?

-İçerdeki adamımızdan haber bekliyoruz,rehineleri güvene alsın sonra ateşe başlarız.

Beklenilen işaret gelince biz de ateş etmeye başlamıştık,biz ateş ederken kampın belirli yerlerinde de patlama oluyordu.Anlaşılan içerdeki adamımız boş durmuyordu.
Kaçan bir kaç kişiyi görünce arkalarından Yiğit ve bir kaç askeri göndermiştim,Yiğit'ler kaçanların arkasından giderken ben ve geride kalanlar temkinli bir şekilde kampa girmiştik.
Ben etrafı kolaçan ederken askerlerimden Mert yanıma geldi.

-Komutanım!

-Ne oldu Mert?

-Komutanım,köylüleri bulduk ama sizi istiyorlar.

-Beni mi?

-Evet,size vermeleri gereken bir şeyler varmış.Bir de şey komutanım...

-Ney Mert?

-Muhtarı ve eşini öldürmüşler.

-Allah kahretmesin!

Köylülerin yanına gittiğimde muhtarın ve eşinin üstü örtülmüş,başlarında da 20'li yaşlarında bir kız kucağında sıkıca tuttuğu bir çantayla sessizce göz yaşı döküyordu.

-Beni istemişsiniz,bir sorun mu var?

Sessizce ağlayan kız,sesimi duyunca ayağa kalkıp yanıma geldi.

-Göktuğ Yüzbaşı siz misiniz?

-Evet.

Elindeki çantayı almam için bana uzattı,bir kıza bir de elindeki çantaya bakıyordum.

-Ben Muhtar Samet'in kızıyım,bize yardım eden kız bunu size vermemi istedi.

Çantayı elinden alınca,cebinden bir kağıt daha çıkarıp bana uzattı.

-Bunu okumanızı söyledi ve yanlızca size vermem için tembihledi.

Elindeki kağıt parçasını alıp okudum.

"Göktuğ Yüzbaşım,size verilen çantada terör örgütüne ait önemli bilgiler var, Gökhan komutana iletmeniz gerekiyor.
Ayrıca çantayı size veren kıza ben gelene kadar göz kulak olursanız çok sevinirim."

Notu okuduktan sonra cepime atmıştım.

-Mert!

-Efendim komutanım?

-Yiğit'ler geldi mi?

Ada öldükten sonra Yiğit Ali'ye bir daha Ali ismini kullanmamıştık.

-Az önce geldiler komutanım ama şey...

-Ney, Mert?

-Hırpalanmışlar biraz.

-Yaralı var mı?

-Yok komutanım.

Mağaradan çıkıp Yiğit'lerin yanına gittim,sadece Yiğit'in dayak yediğini görünce güldüm.

-Ne oldu lan sana?gsvsv.

Yiğit ve yanındaki askerlere baktığımda,askerlerin gülmemek için kendini zor tuttuğunu gördüm.
Yiğit konuşunca ona baktım.

-Gülen olursa,kafasına sıkarım.

-Ne oldu? dedim.

-Arkasından gittiğimiz terörüstler,ateş etti.Biz de karşılık verdik iki tanesi öldü iki tanesi de kaçtı.

-Peki sen bu hale nasıl geldin?

-Kaçanlardan birinin üstüne atladım, çetin ceviz çıktı.Sen bir de onu gör.

Yıldırım gülüp konuştu.

-Tabi tabi siz bir de karşı tarafı görün,tertemiz dövdü komutanımı.

-Lan Yıldırım,sen kimden yanasın?

-Şimdi komutanım,yiğidi öldürün ama hakkını yemeyin demişler.

-Yigit benim yanlız.

Biz gülerken helikopterler de gelmişti, köylüler ile beraber helikopterlere bindik.

BİR KAÇ SAAT SONRA

Köylüleri ve belgelerin olduğu çantaları karargaha getirmiş,rapor verdikten sonra bir şeyler yemek için Yiğit ile bir lokantaya gelmiştik.

-Eee anlat bakalım Yiğit,sen bir teröristen nasıl dayak yedin ve o nasıl senden kaçtı?

-Şimdi Göktuğ'cum,ben bunun sırtına atladım ama birden ben altta o üstte kaldı.Sonra ben bunun şokunu atlatamadan yüzüme yumuruğu yedim,sanırım eğitimli biriydi.
Belki sen de düşünmüşsündür ama bu bizim ajan olmasın.

-Benim de aklıma geldi.

-Göktuğ!

-Hıı?

-Belki saçma gelecek sana ama gözlerine bakınca çok değişik hissettim.

-Nasıl yani?

-Ne biliyim oğlum,böyle içine sıcak bir şey aktı.Sanki tanıyormuşum gibi.

-Askeriz,o da bizden biri  ise bir yerde görmüşsündür.

-Yok öyle değil de...Neyse boşver.

Yiğit'in yüzüne bir süre baktıktan sonra yemek yemeye devam ettim,
Yiğit tekrar konuşunca ona baktım.

-Yengen hâlâ evlilik için ısrar ediyor mu?

-Evet ve böyle devam ederse kalbini kuracağım o olacak.

-Kadın iyiliğin için istiyor.

-Böyle yaptıkça beni daha çok üzüyor ve kızdırıyor,kalbim zaaten doluyken neden başkasıyla evleneyim.

-Bir yıl oldu.

-Evet ama bir yıl da geçse on yıl geçse benim için hiç bir şey değişmeyecek,sen alıştın mı yokluğuna.

-Hayır, acısı ilk gün ki gibi taze.

-Benim için de öyle,biri daha bu konuyu açarsa kalbini kıracağım.Ben gidiyorum, hesabı ödersin.

-Nereye?

-Bir emanet vardı onu almam lazım.






KİMSİN SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin