Bölüm 39

806 34 0
                                    

GÖKTUĞ YİGİT

Tam bir hafta üç gündür Ada'dan ayrıydım bu hafta içinde gelen en güzel haber ise biz daha küçükken amcamların evinde çalışan şeref yoksunu bir adam Doruk'u istismar etmeye çalışmıştı,neyse ki amcam yetişmişti.İşte o adamın yakalandığı haberi gelmişti,zamanında ihbar edilmiş kanıt yetersizliğinden serbest bırakılmıştı.
Asıl şaşırtıcı olan ise yakalayan kişiydi, Yüzbaşı Asena.
Yüzbaşının adamı götürdüğü karakoldaki Giray Başkomiser yakın arkadaşımdı,ilk başta söylemek istemese de ben zorla söyletmiş yakalyanın Yüzbaşı olduğunu öğrenmiştim.
Gidip adamı dövmek istemiştik ama Giray buna gerek olmadığını o işin getiren tarafından yani Yüzbaşı tarafından hallolduğunu söylemişti,inanmamız sonucunda adamın fotoğrafını atmış oraya gitmemizi engellemişti.
Yüzbaşıyı görünce bir teşekkür etsek iyi olurdu.

Şuanda evde uzanmış Ada'yı arıyordum ama aramalarımı meşkule arıyordu,Ali'nin telefonuyla aramayı düşündüm ama o da telefonu alıp duşa girmişti.Tekrar arayacakken zilin çalmasıyla yataktan kalkıp kapıyı açmaya gitmiştim,kapıyı açtığımda gördüğüm kişiyle kapıyı suratına kapatmıştım.
O kadar çok düşünüyordum ki artık her yerde onu görüyordum,kapının arkasından gelen sesle kapıyı tekrar açtım.

-Kapıyı yüzüme kapatmanın nedeni telefonu açmamam mı?

-Ada!Ne işin var burada?

-İstemiyorsan giderim!

-Ha yok ondan değil,şasırdım da ondan.

-Orasını yüzüme kapanan kapıdan ve hala kapıda olmamdan anladım.
bsbzvzzbz

-Kusura bakma,girsene içeri.

İçeriye girmesiyle kapıyı kapatmış salona yönlendirmiştim,oturur oturmaz Ali'yi sormuştu.

-Abim yok mu?

-Duşta o, çıkar birazdan.

-Ee nasılsın,gorüşmeyeli?

-Ne yalan söyleyeyim,seni görene kadar iyi değildim.

-Niye?

-Özledim de ondan.

Bunu söylememi beklemediği için şaşırmıştı, söylediği şeyle şaşırma sırası bana geçmişti.

-Ne yalan söyleyeyim,ben de özlemişim.

Şaşkınlığım geçtikten sonra kalbim maraton koşmuş gibi çarpmaya başladı.
Biz birbirimizi bakarken Ali'nin sesiyle bakışlarımız salon kapısına döndü,elindeki havluyla saçını kurutuyordu ve Ada'yı görmemişti.

-Kim geldi Göktuğ?

-Kim diyenin en sevdiği kardeşi.

-Ne diyon oğlum sen,Doruk mu geldi.

-En sevdiğin Doruk mu abi!

Ada'nın sesini duymasıla saçını kurutmayı durdurmuş eli öylece durmuştu

-Artık ne kadar özlediysem, Ada'nın sesini duyuyorum.

Ada yerinden kalkmış Ali'nin beline sarılmıştı,bana ne zaman böyle sarılacan zalımın kızı!
Ali belindeki ellerin gerçekliğiyle gözünü açmış Ada'yı görmüştü.

-Ada?

-Abi?

-Göktuğ?

-Ali?

Biri bize ne şuan yaptığımızı söyleyebilir mi dememe kalmadan soru Ada dan gelmişti.

-Ne yapıyoruz biz?
Demek en sevdiğin kardeşin Doruk,öyle mi abi?

-Yok kızım,ne Doruk'u.Ben Doruk'u sevmem ki,sadece senin gelmeni beklemediğim için onun adını söyledim.

-Hadi hadi yedim say.

-Ya Valla en sevdiğim sensin.

-Tamam tamam,inandım.

-Eee,burda senin de bir şey demen gerkmiyor mu?

-Ne gibi?

-"Benim de en sevdiğim abim sensin." gibi.

-hıggı, söyleyemem kusura bakma.Sonra gider hava atmak için Doruk abime söylersin o da üzülür.

-Haa anladım.

-Yine ne anladın?

-En sevdiğin abin olduğumu kabul ediyorsun ama Doruk üzülür diye dile getirmiyorsun.

İkisinin arasında ki diyolog daha fazla uzamasın diye araya girdim.

-Ada,sen yoldan geldin.Açmısın?

-Açım ama yemeğe elimi sürmem,sizin elinizden yerim.

-Sen yeter ki iste.

-Hop hop,abisinin yanında da kıza yürümessin ya!

-Yürüdüğümü kim söyledi,ben koşuyorum.Sadece siz anlamıyorsunuz.

Bunları Ada'ya bakarak söylemiştim,o da bizi arkamızdan ittirip salondan çıkarmıştı.

-Hadi mutfağa beyler,az laf çok iş.Açım aç,hem göze hem de damağa hitap edecek bir şeyler istiyorum.

-Emredersiniz komutanım.

Ali ile asker selamı verip kolları sıvamıştık.

KİMSİN SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin