Bölüm 27

1.1K 47 0
                                    

ADA ASENA ÇINAR

Serumum bittikten sonra hastaneden çıkmış, Drew'in sorgusuna girmiştim.
İçeriye girer girmez konuştu.

-Avukatımı istiyorum.

-Avukatın gelse bile seni kurtaramaz,suç üstü yakalandın.
Mallar hakkında her şeyi biliyoruz,ses kaydında var.Benim asıl bilmek istediğim konu farklı.

Karşısında ki sandalyeye oturdum.

-Ne bilmek istiyorsun?

-Neydi şu kızın ismi Ada mıydı, Kara mıydı!

-Ada mı,ne olmuş ona?

-O da seninle bu işin içinde mi?
Son iki gündür onunla görüşüyormuşsun.
Oda seninle iş birliği içinde mi yoksa müşterin mi?

-Yok öyle bir şey,kız arkadaşım o benim.

-Kendisi de şuan burada,senden sonra onun sorgusuna gireceğim.
Hem belki şu evindeki fotoğraflardan da bahsederim,eğer bilmiyorsa ne iş yaptığından da.

-Onun bir suçu yok dedim bırakın.

-Fotoğraflarının sen de ne işi vardı?
Bundan başla,merak etme ikimiz arasında kalacak.Bak kamerayı da kapatıyorum.

Ayağa kalkıp kamerayı kapattım, sonra tekrar yerime oturdum.

-Hastane de bir işim vardı,onun ilk kez orada görmüş etkilenmiştim.
Biraz para sayesinde kim olduğunu öğrendim...

-Kime verdin parayı?

-Mert Kaya.

-Doktor Mert Kaya mı?tanıyormuydun onu?

Vay namert vay,seninle görüşeceğiz bekle sen.

-Evet,müşterilerimden biri.

-Mal sattığını kabul ediyorsun, güzel.Fotoğrafları Mert mi çekti?

-Evet.

-Kara alın şunu,bu zekayla bu zamana kadar nasıl yakalanmamış anlamıyorum.

Gerçekten de bu adam bu akılla nasıl yakalanmayıp uyuşturucunun babası olmuştu,insan biraz da mı işkillenmez gizli kamera falan vardır diye.

-Ne Kara'sı?

-Şu yukarıya bak bakayım,gördün mü gizli kamerayı.
Sanırsın 40 yıllık arkadaşız gibi anlatıyor salak.

Kara Drew'i götürmek için sorgu odasına gelmişti.

-Şunu nezarete atın,Mert denen o adamı da getirin.

Mert denen aşağlık adam, çalıştığım hastahanede doktordu.Beni her gördüğünde kendince sevimli bir biçim bana göreyse itici bir biçimde konuşmaya çalışmış,sevgili olmamız için etrafımda dört dönmüştü.
Yüz vermediğimdeyse bana hoş olmayan ithamlarda bulunmuştu,onu her gördüğümdeyse yokmuş gibi davranıyordum.Demek ki fotoğraflarımın çekildiğini de bu yüzden farketmemiştim.
Şimdiyse kendimi Ada olarak hazırlamış Drew'i nezarette ziyaret etmiştim, içeriye girmeden sahte göz yaşlarımı akıtmıştım.

-Drew.

-Ada,ne işin var burada?

-Senin hakkında bir şeyler duydum,inanmadım ama ses kayıtlarını ve görüntülerini gösterdiler.
Bunu nasıl yaparsın?

-Özür dilerim,sakın bırakma beni.

-Kız arkadaşın olduğumu söylemişsin bide,senin gibi bir adamla olamam.
Saplantılı ve pis işleri olan biriyle asla işim olmaz.
Bir daha beni ne ara ne de sor.

Arkama bakmadan çıktım yanından,arkamdaki kapı kapanır kapanmaz sahte göz yaşlarımı silmiştim.
Sıra adı Mert olan,kendisi namert olan adamın sorgusuna gelmişti.

Sorgu,rapor derken saat baya ilerlemiş evlerimize dağılmıştık.Eve girer girmez merdivenlere yönelmiştim ki salondan adımın söylenmesiyle o tarafa yöneldim,koltukta oturan Göktuğ'u görmemle geri gidecekken yalvarır gibi çıkan sesi buna engel olmuştu.

-Özür dilerim, parmağında o yüzüğü görünce ne diyeceğimi ne yapacağımı şaşırdım.

KİMSİN SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin