Bölüm 51

628 34 0
                                    

ADA ASENA ÇINAR

Göktuğ'un sorgu dolu bakışlarıyla karargaha girmiş, kapıyı çalıp Yarbayın odasına girdik.

-Gel!

-Asena Kurt emret komutanım!

-Göktuğ Yiğit  Amasya emret komutanım!

-Rahat asker.

Göktuğ rapor verirken,ben susmuş ara ara başımı sallayarak onaylamıştım.Göktuğ ve Yarbay konuşmayı bitirince,Yarbay bana bir bakış atıp Göktuğ'u rapor yazması için göndermişti.
Göktuğ çıkınca biz konuşmaya başlamıştık.

-İyimisin,yaran falan varmı?

-Ufak tefek şeyler,iyiyim.

-Sen yine bir, burdaki doktora görün.

-Emredersiniz.

-Bırak şimdi emri falan,ben seninle şuan komutanın olarak konuşmuyorum.

-Tamam,nasıl isterseniz.Benim sizinle konuşmam gereken şeyler var.

-Dinliyorum.

-Biliyorsunuz ki ailem benim asker olduğumu bilmiyorlar ve benim bunca zaman nerede olduğumu soracaklar.

-Evet biliyorum,ben de seninle bu konuda uyaracaktım.Senin asker olduğunu sadece en yakınların,yani ailem tek bilecek.Arkadaşların bilmeyecek.

-Bir de Göktuğ'un bilmesi lazım,biliyormusunuz bilmiyorum ama ben göreve çıkmadan önce ondan evlenme teklifi almış ve düşünme aşamasındaydım.Teklifini kabul etmeye karar verdim,izninizle ona da söylemek istiyorum.

-Evlenmeden anlatmama izin veremem,sonunuzun ne olacağını bilemeyiz.

-Bugün dini nikahımız kıyılacak zaaten,en kısa zamanda da resmi nikahı hallederiz.

-Olur o zaman,raporunu ister bugün ver ister yarın sen bilirsin.

-Yazabilirsem bugün yazarım, başka bir şey yoksa çıkabilirmiyim?Yapmam gerekenler var da.

Odadan çıktığım gibi önce revire girmiş, ufak tefek yaralrıma baktırmış eziklerime de krem sürdürmüştüm.
Ekinden bana nikah için bir elbise ve örtü ha bir de Göktuğ için de bir şeyler istemiştim,Ekin'in elindeki elbiseyi alıp baktığımda bu kadar güzel bir şey beklemiyordum.

-Ekin bu çok güzel.

-Ne sandın,kız kardeşimi basit bir elbiseyle evlendiremezdim.

Bir şey söylemeden sarıldım sadece,o da hemen sarılmama karşılık vermiştim.

-Ben giyiniyorum,sen de birine söyle de Göktuğ çağırsın.Yıldırım Yarbay çağırıyor dersin.

-Tamam,sen merak etme o iş bende.

Ekin odadan çıkar çıkmaz ben de giyinmeye başlamıştım,umarım Göktuğ bana kızmaz ve bu iş uzamaz.
Giyindikten hemen sonra kapı çalmıştı,gelmesi için izin verdim.

-Gel!

Arkamı dönük bir şekilde durmuştum,kapıyı kapatıp yerinde durmuştu.Bunu adım sesleri duymadığımdan anlamıştım,konuşmaya başlamış ama ben heyecandan cevap verememiştim.

-Kimsiniz siz, Yıldırım Yarbay nerede?

Sorusuna cevap vermeden alona döndüm,önce yüzüme bakıp kim olduğumu anlamaya çalışıyordu ki anlamıştı.

-Yüzbaşım?

-Göktuğ.

-Yüzbaşım, Yıldırım Yarbay yok mu?
Beni çağırmıştı.

Cevapsız kalan soruları canını sıkmıştı, arkasını dönüp çıkacakken seslendim.Seslenişimle bana döndü,kafam yerde peçemi açmış kafamı kaldırmış ve göz göze gelmiştik.
Yüzündeki şaşkınlıkla bayılmıştı,her şeyi beklerdim de bayılmasını asla.

~~~

Uyanması için yanaklarına hafif hafif vuruyordum,gözlerini açtığında göz göze gelmiştik.Burda olduğuma inanamadığından, başını sağa sola salladı ve hemen ayağa kalktı.

-Ada!
Sen...nasıl,gerçek...gerçek misin?

Sarılmak için adım atmış,sarılmadan durmuştu.

-Ada,konuşsana!Nasıl oldu bu? Konuş bir şey de.

-Göktuğ.

-Göktuğ kurban olsun sana!Hadi konuş nasılsın, nasıl oldu bu,nerelerdeydin...

Yüzümdeki  şok bir ifade ile bana bakmıştı,sorusuyla neden şaşırdığını anladım.

-Asena Yüzbaşı sen miydin?

-Evet.

-Sen..sen kimsin,beni bizi bu zamana kadar nasıl kandırırsın?Aklım almıyor ya
Kimsin sen,hı kimsin.Doktor Ada Çınar mı,
Yüzbaşı Asena Kurt mu?

Soylediği şeyle sinirlenmiştim.

-Ada olmam gerekiyorsa Ada, Asena olmam gerekiyorsa Asena.
Sana hangisi lazım Yüzbaşı!

-Bana hangisi mi lazım?
Bana sevdiğim kadın lazım,bu zamana kadar tanıdığım Ada lazım.

-Ben size olmadığım kimseyi göstermedim,Ada da benim Asena da.
Şimdi otur lütfen her şeyi baştan anlatayım,sonra da istersen ne yaparsan yaparsın.

Karşılıklı koltukların birine ben diğerine de Göktuğ oturmuştu.
Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.

-Benim adım Ada Asena Çınar,Asena benim ikinci adım.
Dedem Albay Korkut Çınar,daha küçükken bana kendimi korumam için dersler aldırtmıştı.Ona bakınca gurur duyuyor onun gibi bir asker olma hayalleri kuruyordum.
Babam canımdan endişe duyduğu için,annem ise hayalim olduğu için buna kesin bir dille karşı çıkmıştı.Ben de hayalimi rafa kaldırmıştım,taki dedemin odasında bulduğum askeriyeye ait gizli bir dosya bulana kadar.
Dosyada Umut Timinin kurulmasından bahsediliyordu,herkesin umudunun tükendiği, asla olamaz denilen görevlere yani zorun da zoru görevlere gönderilecek askerler yetiştirilecekti.
Hazırda varken neden baştan yetiştirelim düşüncesiyle dedeme gittim ve Asena Kurt olarak Umut Timinin başına geçtim.

Konuşma uzadıkça uzamış son görevime kadar olan her şeyi anlatmıştım.

-Ben bu görevi kabul etmek istemedim,sırf Abilerim,annem,babam ve senin için yani ailem için istemedim.Aynı acıyı ikinci kez onlara yaşatmak istemedim ama görevi kabul etmem durumunda istifan istenildi.Ağit Devran'ın kızıyla benzerliğim yüzünden ben seçilmiştim,onu tanıyanlar olabilirdi ve görevi tehlikeye atamazlardı.Mecburdum,kendini benim yerime koy bir asker olarak görev için sen de kendini ölü gösterebilirdin.
İnanın sizin canınız ne kadar yandıysa benim ki sizinkinden çok yandı,siz hepiniz birine ağlarken ben hepinize ağlıyordum.

-Empati yapınca sana hak verdim ama hala sana kırgınım.

-Lütfen bunu yapma,söz veriyorum bundan sonra seni üzmeyeceğim.

-Söz mü?

-Söz,hem de hem asker hem doktor sözü.Kırgın kalma ama.

-Tamam.

-İyi öyleyse,kalk giyin de nikahımızı kıyalım.Seni çok özledim ve sana sarılıp özlem gidermek istiyorum.

Söylediklerime yüzünde tekrar o şok olmuş ifade belirdi,bu adam her hali tatlı ve güzel olabilirmi ya.Tekrar bayılacağını anladığımda hemen konuştum.

-Sakın!Eğer bayılırsan nikah olmaz!

Zor da olsa ayakta kalmayı başarmıştı,bu beni güldürdü.

KİMSİN SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin