Bölüm 67

200 10 0
                                    

ADA ASENA ÇINAR

Yanımdaki ilk yardım çantasıyla gereken işlemi yapmamla kolumu kurşunun sıyırması bir olmuştu.

-Mevzilenin!

Herkes kendini bir yere atınca,ben de Binbaşıyı sürükleyip bir taşın arkasına geçmiştim.

-Hiç bir kurşun boşa gitmesin!

-Emredersiniz komutanım!

Binbaşının güçsüzce konuşmasıyla ona döndüm.

-İyi misin?

-İyiyim,keskin nişancıları bile bir işe yaramıyor.Kurşun sıyırdı.

Herkes bu dediğime gülmüştü.
Biz onlara karşılık verirken,kurşun seslerinin çoğalmasıyla telsizimden ses gelmesi bir olmuştu.

-Kurt 1,Kurt 2 konuşuyor.

Bizimkiler gelmişti.

-Kurt 1 dinlemede Kurt 2.

-Yaralının durumu nasıl?

-Kurşunu çıkardım ama acil  hastaneye gitmesi gerekiyor.

-Siz geri çıkın,biz burayı hallederiz.

-Anlaşıldı,tamam.

Askerlere seslendim.

-Tim!Geri çıkın.Burası bizde, komutanınızı helikoptere götürün.

-Sen de,yani siz de yarılısınız komutanım.Siz gidin ben kalırım.

-Komutanına karşı mı geliyorsun asker!Geri çekilin dedim.

-Emredersiniz komutanım!

Abim sinirli bir yüz ifadesiyle bakarak konuşmuştu.Tam geri çıkacakken,itlere takviye gelmişti ve sürekli bizim tarafa ateş ettikleri için askerler geri çıkamıyordu.
Timim hallederdi ama o zamana kadar binbaşı dayanırmıydı bilmiyorum.
Ben ve Binbaşı daha arkada olduğumuz için çıkma şansımız vardı, Binbaşı için askerleri geri de bırakacaktım.

-Komutanım,ne yapalım?

-Kahretmesin!Ben Binbaşıyı götürüyorum.Siz de yerinizde kalın,gelen tim halleder ama komutanınız dayanamaz.Sakın vurulmayın!
Koruma ateşi açın,çıkıyoruz.Abim konuşmadan,az öncekinin aksine yüzüme sinsi bir şekilde gülmüştü.

-Emredersiniz komutanım!

Bu gülüşün sebebi ise malumdu,ben ona gösteririm gününü.
Koruma ateşi başlayınca,Binbaşıyı kendime yaslayıp geri geri çıktım.
Çatışma yerinden biraz uzaklaşmıştık ama Binbaşının gücü kalmamıştı.
Gözü kayıp duruyordu.

-Dayanın komutanım,az kaldı helikopter bizi bekliyor.

-Şehadet vaktim geldi galiba.

-Hayır komutanım dayanın,az kaldı.Aileniz için dayanın.

-Sadece 5 yaşında bir oğlum var,eğer şehit olursam size ve vatana emanet.

-Onun için dayanın,babası olmazsa ne yapar.Kimse ne bir annenin ne de bir babanın yerini tutar,hem daha küçücük.

Son söylediklerimi duyduğunu bile sanmıyorum,gözleri kapanmıştı.Tek çare olarak sırtıma alıp yürümeye başladım,zamanında çok yaralı ve şehitleri sırtımda böyle taşımıştım.Hiç biri bu komutan kadar yapılı değildi,yaralarım ve komutanın yapılı olması biraz zorluyordu ama yapacak bir şey yoktu.Birine daha babasının şehadetini götüremezdim.
Sonunda helikopterin olduğu yere gelince,askerler hızlıca yanımıza gelmiş ve üstümdeki kıyafet yüzünden etrafımızı sarmışlardı.    
-Binbaşı Asena Kurt,kurşunu çıkardım.Acele edin ve binin gitmemiz gerekiyor.

Adımı duyunca hemen silahları indirmiş hazırola geçmişlerdi. 

-Emredersiniz komutanım

Binbaşıyı sırtımdan alıp helikoptere bindirmişlerdi,ben de hemen arkalarından binmiştim.

SAATLER SONRA HASTANE

Binbaşıyı hemen hastaneye getirmiş,kan kaybı ve kurşunun vücuda zarar verip vermediğini anlamak için yoğun bakıma almışlardı.Benim de koluma pansuman yapmışlardı.
Abimler ve timim gelince,ben ve timim rapor vermek için karargaha gelmiştik.Abimler ise Binbaşının durumunu öğrenmek için hastanede kalmışlardı.
Rapordan sonra çıkacakken ,Albaya telefon gelmiş ve yeni göreve çıkmıştık.
Albaya verilen bilgiye göre,çarşıda bir canlı bomba vardı ve görevimiz kimseye zarar gelmeden canlı bombayı etkisiz hale getirmekti.

-Umut Timi,gözünüze tuhaf gelen bir şey var mı?

-Yok komutanım.

-Her şey normal duruyor.

-Her şey normal.

-Umut 5-6

-Bir sıkıntı yok komutanım.

-Bende de her şey normal.Komutanım

-Söyle Umut 6

-Bomba bilgisi kesin mi?

-Kesin bilgi.

Etrafı kolaçan ederken,sağ tarafımdan sıcak bir rüzgar esti.Yüzümü oraya dönünce, kenarda oturmuş ve yüzünü kollarıyla kapatmış ağlayan çocuk gözüme çarptı.Tam da rüyamda ki gibi bir yer ve tıpkı rüyamda ki gibi ağlayan bir çocuk.Allah'ım bu bir işaret miydi?
Yavaşca çocuğun yanına yürüdüm.

-Niye ağlıyorsun bakayım?

Kafasını öyle bir aceleyle kaldırdı ki,hem aceleyle kaldırdığı için hem de gördüğüm yüz yüzünden şaşırıp kaldım.

-Beni kurtarmaya mı geldin?

Her şey rüyamın aynısıysa, canlı bomba da bu çocuktu.

-Umut Timi,canlı bombayı buldum!
Çocuğu kolundan tutup kaldırdım ve kucağıma aldığım gibi yüzünü saklayarak kimsenin olmadığı bir yere geçtim.Çocuğun yokluğunu farketmeden bombayı imha etmeliyim.
Çocuğun üstündeki montu hemen çıkarıp kenera attım, kahretsin.Geri sayım başlamış.
Hemen canlı bomba yeleğini de çıkarıp attım ve çocuğu tekrar kucağıma alıp dışarı çıktık.Patlayan bombayla yere savrulmuştuk.
Kulağımda çınlama ve başımda hafif bir sızı vardı,son hatırladığım.Yabancı gelmeyen bir sesin,oğlumuzu buldun demesiydi.Sonrası ben de yoktu.

KİMSİN SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin