KİMSİN SEN

Bolüm 21

ADA ASENA ÇINAR

Sabah telefonumun alarm sesiyle değil zil sesiyle uyanmıştım.
Saate baktığım da daha sabahın 05:00 olduğunu gördüm.
Arayan Akın dı.

-Efendim.

-......

Konuşmasıyla telefonu kapatmış hazırlanmaya başlamıştım.
Evden çıkmadan sabah namazımı kılmış,evdekilere de acil bir hasta için hastaneye gittiğime dair bir not bırakmıştım.
Akın'ın söylediği yere gelince arabayı park etmiş içeriye girmiştim.
Soyunma odasına girip üzerini değiştirdim ve komutanların yanına gitmek için önden giden askeri takip ettim.
Kapıyı çalıp içeriye girip selam verdim.

-Asena Kurt,emret komutanım.

-Rahat Yüzbaşı,oturun.

Oturduktan sonra etrafa baktığımda Umut Timinden herkesin odada olduğunu gördüm,Albay'ın konuşmasıyla ona döndüm.

-Biliyorsunuz ki Uyuşturucu babası Drew Michael Türkiye de.
Yeni göreviniz de Drew.

-Drew ne alaka komutanım.

-Aslında bizimle bir alakası yoktu takı,geçen evine yapılan baskında elimize geçen şeyle beraber bizim sorunumuz da sayıldı.

-Ne geçti elinize.

-Ev temizdi bu yüzden de yakalayamadık,Derw'in bir kıza takıntılı olduğunu öğrendik.Bu kız sayesinde onu suç üstü yapabiliriz.

Bu komutanlar neden lafı uzatıyordu ki.

-Kız kim komutanım.

-Doktor Ada Çınar.

Ben ve timimden aynı nida yükseldi.

-Ne!

-Ne demek bu komutanım,ben mi?

-Hayır Asena sen değil,doktor Ada.
Bu adam Doktor Ada'yı takıntı haline getirmiş,bir oda dolusu her biri ayrı güne ait doktor önlüklü fotoğrafları vardı.

-Nasıl ve ne zaman harekete geçiyoruz?

-Yarın Axsel diye bir kafede yer ayırtmış,senin için de karşı masasını da senin için ayırdık.
Görevin ayrıntıları önünüzdeki dosyada yazıyor.
Allah yardımcımız olsun.

-Sağol.

Üstlerim kalkıp gittiklerinde ben de hemen dosyaya bakmaya başladım.
Dosyayı incelemem bitince emir vermeye başladım.

-Tekna,sen bana şimdiden bir kadın biri erkek kol saatine görülmeyecek şekilde ses kayıt cihazı yerleştir.Erkeğin ki biraz antika gibi olsun.

-Emredersiniz komutanım.
Şey komutanım.

-Söyle.

-Hani anlaşmıştık,bana öyle seslenmiyecektiniz, prenses diye dalga geçiyorlar.

-Ağız alışkanlığı be Kartal,hem sen onlara bakma benim en sevdiğim wink prensesi Tekna'ydı.

-Komutanım ya.Ne bileyim tekno diyin,teknik deyin tekna nedir.

-Tamam demem bir daha.

Yanımdan gidince arkasından güldüm, yanıma gelen Akın da gülerek söylendi .

-Ne diye çocukla uğraşıyorsun?

-Sevdiğimizden uğraşıyoruz,hem Kartal diyesim gelmiyor.Pis Beşiktaşlı ne olacak,Aslan desem daha mı iyi.

-O daha iyidir,en azından yüzbaşının prensesi demezler.
Ne düşünüyorsun,görev için.

-Diğer görevlerden zor olmayacak gibi,kolay iş.

-İşim sonunda ya kimliğin öğrenilirse?

-Sen oraları benim mükemmel oyunculuğuma bırak.

YARIN AXSEL CAFEE

Cafeye gelmiş yerime geçmiştim ki hemen ardımdan Drew denen adam da kendi masasına oturmuştu.
Bu ne biçim isim böyle,kürtçedeki drew(yalan)gibi.
Plan basit ben iki de bir saatime bakıp birini bekliyormuş gibi yapacaktım,bizimkilerde beni arayaktı.Sözde beklediğim kişi gelmediği için ben de gidecektim.
Şansa çıkışa gitmem için onun masasının yanından geçmem gerekiyordu,sonrası oyunculuğuma kalmış.
Planın başlaması için saatime bakmaya başladım,telefonum çalınca açtım.
Akın kız gibi sesini inceltmeeye basladı.

-Tatlım,çok üzgünüm ben gelemiyorum.

-Yaa,neden.Bir sorun mu var?

-Üşütmüşün aşko,kusura bakma.

-Önemli değil,geçmiş olsun.

-Bayss

Sanki kız aşkolu meşkolu konuşuyor zevzek.
Çantamı ve kabanımı alıp çıkışa doğru yürümeye başladım.
Tam onun masasının yanında ayağım burkulmuş gibi yapıp masaya tutundum.

-Ahhh.

-İyimisiniz?

-Kusura bakmayın ayağım burkuldu birden.

Kafamı kaldırıp ona bakınca bir kaç saniye şaşkınlık yaşadı,ben de onu görünce heycanlanmışım gibi yaptım.
Az buçuk Türkçesiyle konuşmaya başladı.

-Ayağınıza bir şey oldu mu?

-Üstüne basınca ağrıyor.

-Oturun şöyle lütfen.

Garsonlar dan birini yanına çağırıp ayağım için buz istedi.

-Kusura bakmayın sizi de rahatsız ettim.

-Oh,hayır.Tam tersine siz geldikten sonra masam şenlendi.
Bu arada ben Drew.

-Ben de Ada,memnun oldum.

Garsonun getirdiği buzu ayağıma koyarken onun da beni pür dikkat izlediğinin farkındaydım.