Bölüm 48

672 41 3
                                    

GÖKTUĞ YİGİT

Kafamda sorular yanımda da bu soruların sebebi Asena Yüzbaşı ile karargaha girmiştik.
Karargahta komutanım aynı zamanda da dayım olan Yarbayın odasına kapıyı çalıp gel komutuyla içeriye girdik.

-Gel!

-Asena Kurt emret komutanım!

-Göktuğ Yiğit  Amasya emret komutanım!

-Rahat asker.

Ben Yarbaya rapor verirken Asena Yüzbaşı susmuş ara ara başını sallayarak onaylamıştı,ben ve Yarbay konuşmayı bitirince Asena Yüzbaşıya bir bakış atıp benimde raporu yazmam için göndermiş Asena Yüzbaşı ile odada tek kalmıştı.

Aradan bir saat geçmiş ben eve gidecekken bir asker önüme çıkmış, Yıldırım Yarbayın oda da beni beklediğini söylemişti.
Ben de bir saat önce çıktığım odaya gerisin geri gitmiştim.
Kapının önüne gelince kapıyı çalmıştım,ben her zaman duyduğum dayımın sesini beklerken bir kadın sesi duymuştum.

-Gel!

Kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde beyaz bir elbise içinde arkası dönük kapalı bir kadın odanın ortasında duruyordu.
Kapının yanından ayrılmadan konuşmaya başladım.

-Kimsiniz siz, Yıldırım Yarbay nerede?

Sorularıma cevap vermeyip önüne döndü,yüzündeki peçe yüzünden yüzü görünmüyordu ama gözlerinden Asena Yüzbaşı olduğunu anlamıştım.

-Yüzbaşım?

-Göktuğ.

Sesi kesik kesik geliyordu,sanırım heyecanlanmıştı.Heyecanlı olmasını anlamamak ile beraber adımı telaffuz edişi bir garibime gitmişti.

-Yüzbaşım, Yıldırım Yarbay yok mu?
Beni çağırmıştı.

Cevapsız kalan sorularım canımı sıkmış arkamı dönüp çıkacakken adımı seslenişi ile tekrar ona dönmüştüm.Kafası eğik eli peçesine uzanmıştı,peçesine çıkana kadar elini izlemiş titrediğini görmüştüm.
Derin bir nefes alıp peçesini açmış eline almıştı, kafasını yerden kaldırmış göz göze gelmiştik.O nefes alış verişim yavaşlamış yer ayağımın altından kaymıştı,gözlerim kapanmadan önce her zaman ki gibi Ada'yı görmüştüm.

~~~

Yanaklarımda hissettiğim ellerle gözlerimi açmıştım.
Gördüğüm yüz ile kendime gelemediğimi düşünüp başımı sağa sola salladım,hala aynı yüzü görmem ile hızlıca ayağa kalktım.

-Ada!
Sen...nasıl,gerçek...gerçek misin?

Ona doğru adım atıp sarılacakken kendimi son anda frenlemiştim.

-Ada,konuşsana!Nasıl oldu bu? Konuş bir şey de.

-Göktuğ.

-Göktuğ kurban olsun sana!Hadi konuş nasılsın, nasıl oldu bu,nerelerdeydin...

Ben soruları sıralarken,kafama dank eden bir gerçekle süsü vermiştim.
Yüzümde şok bir ifade ile ona bakmıştım.

-Asena Yüzbaşı sen miydin?

-Evet.

-Sen..sen kimsin,beni bizi bu zamana kadar nasıl kandırırsın?Aklım almıyor ya
Kimsin sen,hı kimsin.Doktor Ada Çınar mı,
Yüzbaşı Asena Kurt mu?

-Ada olmam gerekiyorsa Ada, Asena olmam gerekiyorsa Asena.
Sana hangisi lazım Yüzbaşı!

-Bana hangisi mi lazım?
Bana sevdiğim kadın lazım,bu zamana kadar tanıdığım Ada lazım.

-Ben size olmadığım kimseyi göstermedim,Ada da benim Asena da.
Şimdi otur lütfen her şeyi baştan anlatayım,sonra da istersen ne yaparsan yaparsın.

Karşılıklı koltukların birine ben diğerine de Ada oturmuştu.
Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

-Benim adım Ada Asena Çınar,Asena benim ikinci adım.
Dedem Albay Korkut Çınar,daha küçükken bana kendimi korumam için dersler aldırtmıştı.Ona bakınca gurur duyuyor onun gibi bir asker olma hayalleri kuruyordum.
Babam canımdan endişe duyduğu için,annem ise hayalim olduğu için buna kesin bir dille karşı çıkmıştı.Ben de hayalimi rafa kaldırmıştım,taki dedemin odasında bulduğum askeriyeye ait gizli bir dosya bulana kadar.
Dosyada Umut Timinin kurulmasından bahsediliyordu,herkesin umudunun tükendiği, asla olamaz denilen görevlere yani zorun da zoru görevlere gönderilecek askerler yetiştirilecekti.
Hazırda varken neden baştan yetiştirelim düşüncesiyle dedeme gittim ve Asena Kurt olarak Umut Timinin başına geçtim.

Konuşma uzadıkça uzamış son görevine kadar olan her şeyi anlatmıştı.

-Ben bu görevi kabul etmek istemedim,sırf Abilerim,annem,babam ve senin için yani ailem için istemedim.Aynı acıyı ikinci kez onlara yaşatmak istemedim ama görevi kabul etmem durumunda istifan istenildi.Ağit Devran'ın kızıyla benzerliğim yüzünden ben seçilmiştim,onu tanıyanlar olabilirdi ve görevi tehlikeye atamazlardı.Mecburdum,kendini benim yerime koy bir asker olarak görev için sen de kendini ölü gösterebilirdin.
İnanın sizin canınız ne kadar yandıysa benim ki sizinkinden çok yandı,siz hepiniz birine ağlarken ben hepinize ağlıyordum.

-Empati yapınca sana hak verdim ama hala sana kırgınım.

-Lütfen bunu yapma,söz veriyorum bundan sonra seni üzmeyeceğim.

-Söz mü?

-Söz,hem de hem asker hem doktor sözü.Kırgın kalma ama.

-Tamam.

-İyi öyleyse,kalk giyin de nikahımızı kıyalım.Seni çok özledim ve sana sarılıp özlem gidermek istiyorum.

Nikah mı?bizim mi?Ben heyecandan bayılacakken Ada'nın sözleriyle kendimi zar zor ayakta tutmuştum.

-Sakın!Eğer bayılırsan nikah olmaz!




KİMSİN SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin