Harika bir gün geçirmiş olmanız dileğiyle bebeklerim <3
Keyifli okumalar!
Sam Tinnesz - Play With Fire
★
Bir hafta sonra...
"Uzun yıllar önce kocaman bir sarayda küçük bir prenses yaşarmış, fakat bu prenses sürekli mutsuzmuş sürekli ağlarmış, krala yani babasına neden hiç yanına gelmediğini neden hep savaşta olduğunu sorarmış."
Elimdeki pamuk şeker bütün bir suratıma bulaşıp kaplamıştı hikayeyi dinlerken.
"Artık sormuyorum ki baba, gelme zaten küstüm sana ben."
Yapış yapış olan suratıma dokunmuştum yavaşça, bu sefer de pamuk şekeri ısırarak yemek yerine elimle kopartmayı denemeliydim.
"Hikayedeki prensesin sen olduğunu söylemedim ki... Hikayemi bölmeden dinleyin lütfen küçük hanım, bu sefer gözlerini de kapatmanı istiyorum."
Arkaya dayadığım koluma başımı yaslarken yavaşça gözlerimi kapatmıştım gülümseyerek.
"Bu prenses bir gün ormanda babasını ararken kötü bir canavarla karşılaşmış, canavar çok kötüymüş, koca koca dişleri, tıpkı senin boyunda pençeleri, kocaman bir ağzı varmış, prensesin yanında hiç koruması olmadan babasını aradığı için çok pişman olmuş."
Dudağım ağlamaklı bir halde büzülmüş, kaşlarım çatılmıştı.
"Tam o sırada kötü kalpli canavar prensese yaklaşmış ve ham!!!"
İrkilerek gözlerimi açmıştım birden.
"Hayırr!! Prensesi yemiş olamazz!! Bu nasıl hikaye baba? Ben sadece altı yaşında bir çocuğum!"
Dudaklarımı kemirmeye başlamıştım hızla.
"Ve birden prenses uyanmış, rüyasında gördüğü canavardan fazla korkmuş, sağına soluna bakmış bir de ne görsün kral tam da başının ucundaymış, kızının uyandığını gören kral yavaşça ona doğru eğilmiş ve şöyle söylemiş; 'Rahatça uyuyabilirsin prensesim ben buradayım, senin rüyanda dahi korkmaman için yanında kalacağım, sen de artık asma o güzel suratını, seninle sırf baban her anında yanında değil diye dalga geçen arkadaşlarına, babanın aslında ne kadar havalı olduğunu söyleyebilirsin mesela, senin yanında olamadığım günlerde sırf sen ve senin gibi küçük prens ve prensesler rahatça uyuyabilsin diye bizim uyanık kaldığımızı anlatabilirsin' demiş."
Gözümden bir damla yaş düşmüştü pamuk şekerimin üzerine, bu kadar mutluluk yayan bir şeyi bile ufacık göz yaşlarımla kirletmeyi başarmıştım.
"Öyle mi? Ben uyurken neden sen de uyumuyorsun ki baba? Yorulmuyor musun?"
"Sizi, seni koruyabilmek için prensesim, bu benim için bir şereftir."
"O zaman tamam, küsmem ben sen her gittiğinde."
"Fakat bitmedi, hikayemin sonunu dinlemedin."
Merakla kaşlarım kalkmıştı gülüşümün ardından.
"Kral prensesin rüyasında gördüğü o canavarı yakalamış, çok güçlü bir sihirle onu ufacık bir canlıya dönüştürmüş, artık canavarı bambaşka bir hayat bekliyormuş, o artık prensese aitmiş kralın yokluğunda onu korumak için görevlendirilmiş, böylece kral kızını kim korkutur ve üzerse hemen kızına yardım edebilirmiş, fakat değişen canavarın bir tek özelliği sonsuza kadar değişmemiş, kocaman dişleri."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yer Altı Çöplüğü
RomanceYerdeki gölge kadar yakın aslında bir o kadar da ulaşması imkansız. Güvenmek için bir sebep. Kararmaya yüz tutmuş bir kalpte minik bir aydınlık. Sessizce atılan bir çığlık. "Ne olursa olsun hayatta kal." Sessizce fısıldayışı korkumdan içimdeki bütün...