...
Derin'den
Sevilmek için ne kadar ileri gidebilir bir insan? Neleri göze alabilir? Kimi yok sayabilir?
Artık sevgisizliğin eseri değildim, sevilmek için canını dişine takan bir zavallı da değildim.
Nasıl doğmuş olursam olayım insandım ben, sevilmemiş olsam bile orada bir yerlerde vardım.
Nasıl başladıysa öyle mi bitecekti hayatım? Öylece bir çöplükte veya bir avuç toprağın yalnızca bir kat altında.
Gözlerim açık bir aracın içindeydim ama kör bir insan gibiydim, gözlerimin önüne inen karıncalanmalar yüzünden hiçbir şeyi göremiyordum. Sedyede son nefesimi verdiğim andaki gibi üşümüyordu da artık bedenim, gördüğüm beyaz ışığı artık karartı gibi görüyordum.
Başım birinin kucağında, saçlarımı severken gözlerimin önünden geçen Gecenin ellerine aldığı sandalye ile aramızdaki tek engeli, kırmaya çalıştığı camı hatırlıyordum yalnızca, son hatırladığım şey de yalnızca oydu aslında.
"İyi olacaksın."
Acılı bir mırıltı ile inlemiştim bedenime dört bir yanımdan saplanan ağrılarla birlikte.
Saçlarımı sevmeye hiç durmadan devam etmişti, kimin olduğunu bilmediğim bu kollarda iyi olacağıma güvenmiştim, iyi olacaktım biliyordum.
"Biraz daha dayan Derin, çok az kaldı."
Mırıltılarım devam etmişti, cevap verebilecek bir güce sahip değildim, çevremde olup biten hiçbir olayı tam anlamıyla anlamıyordum, kesik kesik anılar gözlerimden kayıp geçerken her neredeysem kalkacak hali kendimde bulamıyordum.
Yavaşça dudağıma yaklaştırılan sıcak sıvıyla az da olsa açık gözlerimin artık bir şeyler yansıttığını fark etmeye başlamıştım.
Bir arabanın arka koltuğunda yatıyordum bedenim kan içerisinde kalmış, başım kucağında kıpkırmızı gözleri ile sarı saçlarına kan bulaşmış endişeyle bana bakan Eceye bakmıştım.
"Uyandın!" Gülerek elindeki kalemi andıran cihazı gözlerime tutmuştu ucundan ışık yakarak, bu gözlerimi çok daha fazla yakmıştı.
Boynumun iki yanına bastırdığı gazlı bezleri daha yeni fark etmiştim, ellerim boynuma gittiğinde kaşlarım acıdan daha fazla çatılmıştı.
"Oradaki kanı durduramıyorum dokunma."
Bütün bir bedenim sızlarken tırnaklarımın uçlarına kadar canımın acısı vuruyordu dört bir yanıma.
"Aferin sana dayan biraz daha, çok güçlüsün, senin gibi dayanıklı hiç kimseyi görmedim çok iyi gidiyorsun Derin, biraz daha dayan." Kısık bir mırıltıyla bir şey demeden ses çıkarmaya çalışmıştım.
"Yerleştirdiğimiz cihaz ne alemde?" Farklı bir ses tonu duyduğumda yine mırıltıyla sormak istemiştim ne olduğunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yer Altı Çöplüğü
RomanceYerdeki gölge kadar yakın aslında bir o kadar da ulaşması imkansız. Güvenmek için bir sebep. Kararmaya yüz tutmuş bir kalpte minik bir aydınlık. Sessizce atılan bir çığlık. "Ne olursa olsun hayatta kal." Sessizce fısıldayışı korkumdan içimdeki bütün...