Merhabalarr efendimm hoşş geldinniizzz <33
The Weeknd - After Hours
Keyifli okumalar!
★
Babam gitti gideli her şey simsiyahtı, gitmeden önce güldürerek bana öğrettiği renkleri en sevmediğim renge dönüştürmüştü, bunu o yapmıştı.
Bana her seferinde şöyle söylerdi,
"Baba siyah çok karanlık çok korkutucu, tıpkı sen odamdan her gittiğinde ışığı kapatınca gördüğüm gibi, beni çok korkutuyor, siyahı sevemiyorum."
Şefkatle yanağımı okşamış ve hiç kimseye benzemediğini söylediği gözlerimin içine bakmıştı merhametle.
"Aslında senin sevmediğin o siyah renk, sevdiğin bütün diğer renklerin birleşimiyle oluşur Derin, yani böylece siyahın içine her baktığında sevdiğin diğer tüm renkleri bulabilirsin, onu sevmek için nedenler bul ki korkman da gerekmesin."
Ben siyahı korksam da sevmiştim.
Çünkü babam o çok korktuğum siyahı bile bana sevmeyi öğretmişti.
Ben de onun gidişiyle bütün renklere küsmüştüm, sevmeye çalıştıklarıma bile.
Sonra hayatıma biri girmişti ansızın.
Ben küstüğüm renklerle, onun keklerinin üstündeki rengarenk kremalar sayesinde yeniden barışmıştım.
Sevilmeyi, sevmeyi.
Aynı kandan olmasam dahi bir ailemin olabileceğini öğretmişti bana, beni sevdiğini hissedebiliyordu kalbimin o yüksek duvarlarının arkasındaki küskün kız çocuğu, bir annenin sarıp sarmaladığı evladına verdiği o sıcacık sevgiyi hissedebiliyordu terk edilmiş kalbim.
Hasta olduğumda başımda duran biri vardı artık, soğuk odanın gri duvarları değil, rengarenk elbiseleri ve yarım yamalak Türkçesi ile bir kadın duruyordu baş ucumda.
Annemden çok sevdiğim o yumuşak kalpli kadın...
Bütün korktuğum tarafları ışıltılı renkleriyle boyayan o kadın, şimdi kimdi peki?
Simsiyah kabanıyla önümde duran düzgün Türkçeli bu kadın kimdi?
Yine dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmiştim, artık gerçekleri hayalleriyle karıştıracak kadar sarhoş olmuştum insanların sahteliklerinden.
Kalbime giden elim sıkıca bastırmıştı sol göğsüme kendini, en derinlerde bir şey acıyordu.
Büyük bir çoğunluğunu beni çok seven onunla doldurduğum kalbimin tam içi canımı yakıyordu.
Yine mi en sevdiklerim tarafından ihanete uğramıştım?
Sırtımı yasladığım duvardan yavaşça yere kayarken gözlerimi ondan ayırmadan, Gece kolumdan tutmuştu düşüşümü engellemek için, bana endişeyle atılan Arsel ise Geceyle olduğu yerde durmuştu.
"Aklından bile geçirme!" Arsel başını yana yatırarak öfkelenmiş, Gece ise öfkeyle hızlı hızlı nefesler almıştı, peşimde koşmaktan terlemiş, terlemekten alnına yapışmış saçları çekmişti koluyla.
J. yanıma gelmişti yavaşça, dizlerinin üstüne çöküp yüzüme düşen saçları ittirmişti kulağımın arkasına, suratımı incelerken yavaşça gülümsemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yer Altı Çöplüğü
RomanceYerdeki gölge kadar yakın aslında bir o kadar da ulaşması imkansız. Güvenmek için bir sebep. Kararmaya yüz tutmuş bir kalpte minik bir aydınlık. Sessizce atılan bir çığlık. "Ne olursa olsun hayatta kal." Sessizce fısıldayışı korkumdan içimdeki bütün...