Gece Yolcuları - Unut Beni
Keyifli okumalar!
★
Kaç hafta geçmişti üstünden? Kaç gün? Kaç saat? Güneş doğmuş muydu bunca mutsuzluğun, karanlığın içinde ısrarla?
İmkansızdı karanlıktan hiçbir şey göremezken nasıl doğabilirdi güneş?
Elimden gelenin en iyisini yapmıştım bu acımasız karanlığın içinde küçük umut ışıkları arayarak.
Şimdi ise gün geçtikçe yavaş yavaş soluyordum, karanlığın içerisine batıyordum.
Sırtımı yasladığım kapı her titrediğinde yerimden sıçramamı durduramıyordum, artık tuttuğum nöbet ölümcül olmaya başlamıştı, kafamı kapıya doğru vurmamı sonlandırmış yavaşça kilitlenmiş ve karıncalanmış ayaklarımı kaldırmıştım, kapının kenarına koyduğum yiyecek poşetlerini kapının ortasına sürüklemiş ve sıkıştırmıştım, herhangi bir hareketlilikte duyabileceğime inanıp güvendikten sonra perişan bir halde yatağıma geçmiştim yavaşça.
Kaçıncı günüm bilmiyordum, Enderin beni buraya tıkmadan önceki sözleri kulağımda yankılanırken bilinmezlik denizinde boğulmuş duruyordum öylece.
Buraya tıkıldım tıkılalı tek bir kelime dahi etmemiştim, sanki etsem kim duyacaktı sesimi? Konuşmayı dahi unutmuş olabileceğimden korkuyordum neyse ki dert değildi, beynimden geçen bütün konuşmalar, aklımda dönüp duran cümleler, söylenmemiş yaralar gibiydi hepsi dolanıp duruyordu etrafımda, öyle ki her cümle bir iğne gibi batıyordu beynime delik deşik ediyordu her seferinde düşünmek.
Burda durduğum her saniye yavaş yavaş aklımı kaybediyordum.
Belki de benden beklediklerinin aksine orayı burayı dağıtıp yıkmamış, bağırıp çağırmamış hatta ve hatta kendi canıma kast etmeye bile kalkışmayıp sorun çıkarmadan öylece yatıp kalkmıştım bu kutu gibi odada.
Yemek yiyemiyordum, sadece içtiğim meyve suları beni zar zor ayakta tutarken umursamıyordum boğazımdan neyin gelip geçtiğini.
Uyumak istemiyordum, gözlerimi her kapattığımda kapanan ışıklar bir süre sonra hiç açılmıyordu, neye göre, kime göre açıp kapatıyorlardı bu ışıkları?
Akıl sağlığım dipleri görmüştü, bir ışık vardı evet ama benim yürümeye gücüm var mıydı?
Yaşayacaklarımı bilmeme rağmen artık daha fazla gözlerimi açık tutamıyordum, korkuyordum, ürkmüş, her an tetikte ve yapayalnızdım, üstelik yardım bile çağırmaya gücüm yokken kendimden kat ve kat güçlü, kuvvetli insanlara kafa tutmuştum güçlü durmaya çalışmıştım.
Yastığımın altına soktuğum kafamı iyice bastırmıştım yatağa, görmemeliydim, olup biteni duymamalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yer Altı Çöplüğü
RomantizmYerdeki gölge kadar yakın aslında bir o kadar da ulaşması imkansız. Güvenmek için bir sebep. Kararmaya yüz tutmuş bir kalpte minik bir aydınlık. Sessizce atılan bir çığlık. "Ne olursa olsun hayatta kal." Sessizce fısıldayışı korkumdan içimdeki bütün...